31 Temmuz 2009 Cuma

T-Mac bomba gibi geliyor


Yeni sezon için rehabilitasyon çalışmalarını Chicago'da sürdüren T-Mac'ten Rockets taraftarlarını sevindirecek açıklamalar geldi.


Michael Jordan , Scottie Pippen , Dwyane Wade , Kobe Bryant , Jason Kidd, Amare Stoudemire gibi isimleri çalıştırmasıyla tanınan ve ağır sakatlıkların rehabilite edilmesinde NBA'in duayen isimleri arasında yer alan Tim Grover eşliğinde çalışan T-Mac , dizini çok güçlü hissettiğini ve eski T-Mac gibi döneceğini şu sözlerle ifade etmiş : "Şu anda gerçekten tam bir dönüş tarihi için endişelenmiyorum. En önemli şey sağlıklı bir şekilde geri dönebilmem, yani bu da gelecek sezon adına büyük özgüven duyduğum birşey. '' demiş. Şu an istese herhangi bir NBA Takımına 30 sayı atabileceğini iddia eden oyuncu '' "İstesem kolaylıkla herşeyi bırakır ve bunu da bir kariyer olarak nitelendirirdim, fakat hayır, henüz ben bitmedim. Hala yarım kalan bazı işlerim var. Bu şekilde bırakmayacağım '' sözleriyle geri dönüşü ve tedavisi konusunda ne kadar kararlı olduğunu gösteriyor.


Antrenör Grover ise rehabilitasyonun iyi gittiğini ve T-Mac'in kendisine Toronto günlerindeki gibi zıplayacağına dair söz verdiğini ifade etti.


Yao Ming'in gelecek sezon boyunca yalnız bırakacağı Rockets'te Ron Artest'in de Lakers'a gitmesiyle tüm gözler Tracy McGrady'e çevrilmişti. Skorer oyuncu bunu iyi bir fırsat olarak görmüş olmalı.


Bu yaz kuzeni VC skor opsiyonunun bol olduğu Magic'de belki de '' Dönen dümenin çarklarından biri '' olarak görev yapıp bize eski günleri özletmeye devam edecek , ancak T-Mac için aynı şeyi söyleyemeyeceğiz gibi gözüküyor.


Eğer dediği kadar sağlıklı olabilecekse yeniden sayı krallığına oynayabilir.

NBA'den komik anlar # 1



:)

Şimdi bu adamı neden çok özlediğimi anlamışsınızdır herhalde.

Topu indirdiği 4 numaralı tipe de dikkat :)

NBA Gündemi - 31 Temmuz '09



- Hakeem Warrick'e ilgi gayet yoğun. Kaynaklara göre Bucks'la 1 yıllığına anlaştılar bile. Ancak Cavaliers da ısrarcı , Sixers üçüncü sırada.

- Knicks Sessions sevdasından vazgeçmiyor. Gündeme aldıkları son isim ise Allen Iverson. Knicks'in 34 yaşındaki oyuncuyla 1 yıllık midlevel kontrata imza atabileceği konuşuluyor. Kontratın bedeli 5.9 milyon.

- Aynı Iverson'la son yılların en muazzam hamlelerini yapma konusunda tarih yazan (!) Memphi s Grizzlies de ilgileniyor. O.J Mayo konuyla ilgili : '' Takıma çok faydası dokunması bir yana , bir çok Grizzlies taraftarını salona çekecektir. İnsanlar Allen Iverson'u izlemek isterler.'' demiş. Bu sözler size bir yerden tanıdık geliyor mu ?

- '' E hadi '' dedirten Pistons'ta Joe Dumars yüreklere su serpen açıklamayı yaptı ! : '' Bir uzun daha alacağız. ''. Aman Big Ben olmasın da ...

- Pacers'tan ayrılan Tinsley şu an en çok Knicks'e ve Sixers'a yakın.

- Marvin Williams Atlanta'da kalıyor. Yeni kontratın vadesi 5 yıl.

- Marcus Williams ise Warriors'ta kalmıyor , yeni takımı Grizzlies.

Alo ? Steph ?


Bir kaç gündür NBA'in yoğun gündemine bu adamın Live Broadcast , Türkçesiyle '' Canlı yayın '' maceraları çomak sokuyordu. Belki de bir ilk olarak şaşırtıcı bir sürprizdi basketbolseverler için , bir NBA oyuncusunu günün büyük bir bölümünde BBG misali izlemek... Ancak bana çok da enteresan gelmedi internetin ve teknolojinin vardığı son noktayı düşündüğümde. Daha doğrusu Marbury'nin açtığı kapıdan başta Dwight Howard , Charlie-V , Chris Bosh gibi internetkolikler olmak üzere bir çok oyuncu gider , kısa kısa da olsa hayatından kesitleri canlı canlı bizlerle paylaşır , daha çok izleriz böyle şeyleri diye düşünmüştüm. Dürüst olmak gerekirse bu '' ilk '' 'i Marbury ya da Iverson dışında aklı başında bir oyuncu yapıyor olsaydı bir hışımla saldırır izlemeye koyulurdum. Ancak ne yalan söyleyeyim , hiç de merak etmiyorum Marbury'nin neler yaptığını falan. Günden güne eriyip giden bir kariyerin günlük parçalarını paylaşmaktan maksadı sükse yapıp dikkat çekmek olabilir , ama ciddi perspektifte ters de tepebilir , haberi olsun Steph'in.


Marbury , yukarıda yazdığım üzere bu işten umduğunu bulamamış olacak ki kendini aşmaya ve şaşırtmak adına bir adım daha ileri gitmeye erinmiyor.


Marbury Twitter sayfasından duyurmuş : " Bir çok insan telefon numarası istiyordu benimle konuşmak için. Sevginize karşı koyamam, sizleri seviyorum buyrun: 9179237775 "


Aramak isteyenler , numaranın başına 001 koyarak Starlığından pek de eser kalmamış Starbury'i arayabilirler. Yazıp çizilenlere göre telefonlara gerçekten kendisi çıkıyor ve sorulanlara cevap veriyormuş.


İşte bu cesaret beni gerçekten şaşırttı.


Arayasım var ama inanın ne soracağımı bilmiyorum. Keza kendisinden bana soru üretmemi sağlayacak bir umudum kalmadı artık. Gene de arayanlar olacaktır , ne konuştuğunuzu bir zahmet paylaşıverin , mümkünse ses kaydı olarak. Komik ve eğlenceli olsa gerek , mesela Chris Bosh'un telefonda '' Gelecek yıl belki Knicks'le anlaşırsın yahu ? '' diye kendisini yoklayan bir Knicks taraftarına karşı menejeriyle birlikte gülme krizine girmesi gibi :)

Mutlu son


Haftalardır yılan hikayesine dönen , hatta espri malzemesi olmaya kadar giden Lakers - Odom pazarlığı nihayet sona erdi. Lakers'ta kalmak istediğini cümle alemin bildiği Odom ( ki onca talibe rağmen bir tanesiyle bile ciddi ciddi oturup konuştuğunu görmedik , duymadık ) nihayet nazı ve hızı kesmiş ve 4 yıl için 33 milyon dolarlık kontrata imzasını atmış. Kontratın son yılında Lakers'ın takım opsiyonu varmış.


Aklıma bir Türk Filminden kalma replik geldi : '' Evet abicimmmmm Lakersbank gene kazandı. ''


Kupchak böylece korkunç beşliyi kurmuş bulundu : '' Kobe-Artest-Odom-Bynum-Gasol ''


Bu adamın zekasını ıspat edecek güzel bir örnekle bitireyim. Suns'la yeniden anlaşan Nash'e takımın geleceği hakkında sorular soran bir muhabire Kanada'lı guardın cevabı ilginç :


'' - Bize kimse Gasol'ü bedava vermedi. ''


Bu Kupchak'e bir övgü müdür , Kerr'e bir sövgü müdür siz takdir buyurun.

30 Temmuz 2009 Perşembe

NBA'in unutulmaz anları # 1



Yeni köşemize hoşgeldiniz.

İlk konuk özlenen adam ; Gilbert Arenas.

Video'da onu neden özlediğimiz açıkça görülebiliyor.

Bu köşeye layık olduğunu düşündüğünüz videoları paylaşın , hep birlikte yad edelim o unutulmaz anları.

NBA Hikayeleri : Carlos Boozer


Son dönemde gündemin en tepesindeki isim Carlos Boozer'ın hayatına dair kısa bir video. Videoda Boozer'ın küçüklüğünden lise yıllarına kadar bir çok ilginç fotoğrafa ve Chris Duhon , Shane Battier , Mike Dunleavy JR. gibi Duke'lülerin kolej yıllarındaki körpe hallerinden karelere de yer verilmiş.

Yılın en iyi 10 assisti


NBA'de sezonun en iyi 10 assisti.

Iverson'un Hamilton'a gönderdiği pas da enfes ancak ben en çok Kobe - Gasol ikilisinin oyununu beğendim.

Sizin favoriniz ?

Yardım eli


Bir kaç sezon öncesine kadar Istanbul liginde top koşturduğum takımın koçluğunu ve yöneticiliğini yapan değerli antrenörümüz Ekrem POLAT , bugünlerde kulübü büyütmek ve hatta yeni bir kulüp kurmaktan daha değerli işlere de imza atıyor.


Kalp kalbe karşıdır derler , bir kaç gün öncesine kadar kimsesiz çocuklarla ilgili bir takım kampanyalara katılmak gibi düşünceler belirivermişti içimde. '' Nasıl yapsak ? '' diye düşünürken Ekrem Abinin organize ettiği bu takdire şayan organizasyona şahit oldum.


Esas mesleği itibarıyle Mali Müşavir olan abisiyle Muhasebe bürosu işleten Ekrem POLAT , takımının idman yaptığı spor salonunda karşılaştığı engelli çocuklara yardım etmek maksadıyla ufak çaplı bir kampanya başlatmaya karar vermiş. Amaç bir yılda en az 3 akülü sakat arabası alıp ihtiyaç sahibi çocuklara hediye etmek. Tabii katılıma göre bu sayı daha da artabilir.


Detayları şu linkten takip edebilirsiniz :




Elbette bir çok ihtiyaç sahibi insan var. Bunlar içinde bir kısmı bir şekilde başının çaresine bakıyor ancak çocuklarımız , aciz durumdaki yaşlılarımız ve engellilerimiz için durum biraz daha yardımseverlik gerektiriyor. Bu sadece maddiyattan ibaret bir şey değil ; elinize bir kaç küçük hediye alıp bir çocuk yuvasını ya da Darülaceze'yi ziyaret etmek de oradakilere dünyaları vermeye bedel olabiliyor bazen.


Söylenebilecek çok şey var ancak bu hassas mevzuda farkında olmadan yanlış anlaşılmaya yol açabilecek bir patavatsızlık yapmaktan korktuğum için kısa kesiyorum.


Azı çoğu önemli değil , çorbada tuzumuz olsun diyen herkesi ilgili linke bekliyoruz.
Şimdiden Ekrem Abi ve ihtiyaç sahipleri adına teşekkürler.

Umut ışığı



Lee'nin göğsündeki New York yazısı , çok yakında Bulls'a dönebilir.

Şöyle bir ihtimalin varlığı sallıyor kulisleri : Şayet David Lee Knicks'le yeniden anlaşamazsa , Chicago Bulls Tyrus Thomas + Kirk Hinrich ikilisini takas pakedi olarak Donnie Walsh'a sunacak.

Havada kaparlar , aha buraya yazıyorum. Aylardır Jason Kidd'inden Andre Miller'ına kadar her oyun kurucuya kancayı takıp da havasını alan Knicks , Hinrich'e ve uzun boşluğunu doldurması muhtemel , ayrıca D'Antoni'nin Run & Gun'ında başarılı olabilecek atletik bir uzun olan Thomas'a tav olmaması zor.

Aslına bakarsanız bütün yazı pas geçen Knicks , bunu beceriksizlikten ötede bir politika olarak uyguluyor. Bu hamlesizlik de aslında bir hamle. Bu politika onlara belki 1 yıl kaybettirecek ancak gelecek yaz kontratları sona erecek olan yıldızlardan iki tanesiyle birden anlaşabilecek kadar salary cap'e sahip olabilecekler. Bu genişliğe sahip NBA takımı sayısı çok az.

Hele ki Knicks'in Lebron'u ve Bosh'u ne kadar istediği düşünüldüğünde , aslında bu sessizliğin ardında derin planlar yattığı sonucuna ulaşmak gayet mümkün. Kötü geçecek sezonun ardından Draft'te üst sıralardan oyuncu seçme hakkı da cabası.

Ancak bu taraftarı da küstürmemek , daha da önemlisi takıma katma planları yapılan oyunculara bir şeyler vaadedebilmek lazım.

İşte bu bağlamda Knicks'in , '' biraz umut ışığı '' sızdırması gerekiyor gelecek yaz FA olacak oyunculara ve taraftarlara.

Aylardır böyle bir ışık yakabilmiş değiller. Hinrich & Thomas ikilisi ne kadar aydınlatır bilemiyorum ancak Lee'nin imzalamama sebebi sadece maddiyattan ibaret değilse , elden çıkarmak adına yapılacak doğru hamlelerden biri olur diye düşünüyorum.

2010'a full kasa hazırlanmak güzel şey de , biraz da umut ışığı yaymak lazım sağa sola.

All-Star kalibresinde bir FA olsanız , şu anki Knicks'e gider misiniz ?

Ben Hinrich'li Thomas'lı Knicks'e bile gitmezdim şahsen.

Yürü ya kulum !


Raptors'da Bryan Colangelo'nun takımı Avrupalılaştırma hırsı dinmek bilmiyor ! Bir kaç sene sonra takımda siyahi oyuncu kalmayabilir , demedi demeyin.
Son hamleleri Warriors'tan Devean George karşılığında aldıkları Marco Belinelli oldu.
Burada ver ABD'liyi al Avrupa'lıyı mantığı elbette işin espri tarafı. Yeni bir takım iskeleti kuran Raps'in tecrübeli bir oyuncuyu verip karşılığında genç ve dinamik bir potansiyeli alması , rebuilding adına önemli bir hamle tabii ki.
Ancak daha da güzel bir tarafı var işin , özellikle Belinelli adına.
Dün kuzenimle Audi Cup turnuvasına göz atıyorduk. 4-1 Bayern Münih'in kazandığı maçta Milan'ın Kaka'nın gidişinden sonra bittiğini konuşuyorduk ki o sırada sahada Ronaldinho'yu gördüm. Kendisini en son TV'de gördüğümde Barcelona formasıyla harikalar yaratıyordu ! :) Futbolla daha bir içli dışlı olan kuzenime Ronaldinho'nun neden bittiğini sordum. '' Aslında bittiği falan yok , oyun yapısı itibarıyle burada verimli olamıyor. '' dedi. Nasıl yani diye sorunca da açıkladı : '' O , İspanya-Güney Amerika stili bir futbol oynuyor. Yani hızlı , çalıma ve bire bire daha müsait , bireyselliğin ön planda olduğu bir oyun stili var. Ancak İtalyan futbolu böyle değil , orada ayağında fazla top tutamazsın , anında kırarlar o ayağı. Yani Ronaldinho hala çok iyi ama kendini gösterebileceği bir yerde değil şu an.''
Son açıklama kısmından sonra bunu neden anlattığımı az çok anlamışsınızdır.
Belinelli büyük beklentilerle NBA'e gitti. Ancak Warriors ona maç başına 15 dakika verebildi. Daha da önemlisi Warriors'un kısa ağırlıklı ve NBA standartlarına göre '' dengesiz '' diye ithaf edilebilecek kısalara yığılmış hücum sisteminde Belinelli , herşeyin standarda bağlandığı Avrupa'da yetişmiş bir oyuncu olarak tam anlamıyla her istediğinde doğru zamanda doğru yerde bulunamadı. Bol şut atan ve hızlı oynayan Warriors'ta böyle bir oyuncu için aslında iyimser beklentiler güdülebilir. Neticede hızlı bir oyuncusunuz ve şutunuz var , e böyle takımdan iyisi yok sizin için, kaldırıp kaldırıp atın , öyle değil mi ? Değil işte. Düzen içinde yetişmiş bir oyuncu '' düzensiz '' diye ithaf edilebilecek bir hücum sisteminde elbette bekleneni veremeyecektir.
Ama bu demek değil ki Belinelli gidip Raptors'da maç başına 35 dakika alıp 25 sayı atsın. Söylemek istediğim şey şu ; Raptors gerek Kozmopolit (!) yapısı , gerek de oyun sistemi itibarıyle biraz daha derli toplu bir takım hüviyetinde. Belinelli'ye burada tam anlamıyla bir rol biçmek mümkün. Raptors'da , daha doğrusu yenilenen Raptors'da işler biraz daha net olacaktır , Warriors'taki gibi kim kime dum duma bir yapıda yer almaktansa , Belinelli rolünü ve sınırlarını bildiği daha '' standart içi '' bir takımda daha verimli olacaktır.
Ayrıca o Calderon,Hidayet , Bargnani ve Nesterovic'ten sonra takımdaki 5.Avrupalı oyuncu oldu. Yani sahaya sürmeye kalksanız sırf Avrupalı'lardan bir beş sürebilirsiniz. Tabi bu , NBA'e adaptasyon süreci hala devam eden bir oyuncu için önemli bir detay. Takım arkadaşı olmak , forma arkadaşı olmak başka bir şeydir. Aynı duygu ve düşünceleri paylaştığınız oyuncularla aynı formayı giymek , sizden çok çok farklı tiplerle dolu bir takımın formasını giymekten çok çok farklı olsa gerek.
Belinelli'nin NBA'de büyük ölçüde verimli olmasına en müsait takım Raptors'du. Bryan Colangelo da bu detayı gözden kaçırmadı , kendisine verilen '' tavsiyeleri '' kulak ardı etmedi ve Devean George pahasına Belinelli fırsatını deneme kararı aldı. Bu kararın sonucu tamamen Belinelli'nin bireysel performansına bakacak artık. Neticede tüm potansiyelini %100 ortaya koyabileceği bir takıma geldi , hayal kırıklığı olmak da , yeni bir Hidayet olmak da onun elinde.
Neyse uzun lafın kısası :
Allah , bu takasla Belinelli'ye Raptors forması giydirerek '' Yürü ya kulum '' diyor.
Bakalım kulun reaksiyonu ne olacak.

28 Temmuz 2009 Salı

Ben Afrika'dayken ...




Zaten zayıf olan altyapısıyla gerek mobil telefonlarda gerek de internet hızı ve devamlılığında pek de tatmin edici olmayan Etiyopya'nın başkenti AddisAbaba'da , bir de Hilton oteller zincirinin '' gelenekselleştirdiği '' , '' fahiş fiyata internet '' furyasına tutulunca haliyle 1-2 günlüğüne gündemden de uzak kalmış bulunduk. Hilton'un gerek yurtiçinde gerek yurtdışında tüm otellerinde uyguladığı bu yüksek ücretli internet paketleri uygulamasını huzurlarınızda bir kez daha buradan da eleştireceğim. Kaçıncı yüzyılda yaşıyoruz yahu !


Her neyse , bakınız efendim ben Afrika'dayken neler olmuş :


- Twitter'ında yayınladığı mesajla yeni bir takıma gideceğinin sinyallerini veren Drew Gooden'ın yeni adresi Dallas Mavericks olmuş. Mavericks Bass'ı Magic'e kaptırışının ardından Gortat'ı almaya durmuş ancak aynı Magic'in Gortat'ı elinde tutmasıyla boyalı alanda '' eksiye '' düşmüştü. Bu açığı son sezonu Spurs'te tamamlayan Drew Gooden'a neredeyse MLE'nin tamamını vererek kapatmışlar. Gortat'a alternatif gibi oldu biraz ancak Gortat'la çok farklı özellikler gösteren bir oyuncu Gooden. Kidd-Howard-Dirk-Marion dörtlüsüne bir de Terry'i de skorer isim olarak katarsak herhalde Gooden'a eskisi gibi sıra gelmeyecektir sayı atma konusunda. Ancak yine de şu piyasada , en azından Gortat'ı ve Bass'ı elinizden kaçırdığınız bir ortamda fena tercih değil. Mavericks'e biraz tuzlu gelebilir , ancak neticede bu 1 yıllık bir sözleşme. Dolayısıyla Gooden ortalığın birbirine gireceği 2010 yazından yeniden serbest kalacak. Kontratının son yılındaki oyuncular genelde coşarlar , hele ki 2010 öncesiyse görün siz curcunayı. Gooden bir şekilde bu tatlı kontratın devamını alabilmek adına tırmalayacaktır , katkısı olur diye düşünüyorum.


- Aynı Mavericks Tim Thomas'la görüşüyor.


- Chandler'ı yeniden vitrine koyan Hornets , bu oyuncuyu vererek Emeka Okafor'u almayı planlıyor. Bence bomba bir hamle olur , Bobcats'e direk kazık olur yani. Okafor lige adım attığı 2002 yılında D.Howard'la kıyaslanıyordu ve hangisinin daha iyi olduğuna en büyük otoriteler bile güçlükle karar verebiliyorlardı. Zaten Howard 1. sırada , Okafor da 2. sırada seçildi. Demem o ki o zamanlar NCAAB'nin en iyi iki uzunu konumundaydılar ve her ikisi için de içinde bulunduğumuz şu tarihlerde en az 22-11 gibi istatistikler bekleniyordu. Howard bu beklentileri fazlasıyla karşıladı ancak Okafor bir türlü beklenen patlamayı yapamadı. Geçen sezonu 13-10'luk ortalamalarla kapatan Okafor'u karlı bir biçimde elden çıkarmak akıllıca gözükebilir ama Chandler'la kafa kafaya değiştirilecek kadar düştü mü burası tartışılır. Belki bu zamana kadar pek de bir şey veremeyen Okafor'un bu saatten sonra ( en azından Bobcats'te olduğu sürece ) beklentileri aşması zor ancak bu onun temelindeki potansiyelden tamamıyla soyutlandığı anlamına gelmiyor. Bu potansiyel de Chandler'ınkinden büyük. Bilmem anlatabildim mi ?


- Memphis Grizzlies de beklentilerinin karşılığını alamadığı uzunu Hakeem Warrick'i serbest bıraktı. Knicks alsın derim. Statik hücum sisteminde tüm atletikliğine rağmen fiziken zayıf ve haliyle etkisiz kalan Warrick , hızlı hücum yapıp kolay skora giden takımlarda ( Run & Gun vesselam ... ) etkili olabilir. Savunması zaten yetersiz , e savunma yapmayıp bol bol atan ya da bu sistemle oynaması beklenen takım kim ? D'Antoni'nin takımı , Knicks !


- Rasho Nesterovic yeniden Raptors'lu oldu. Bu Colangelo da suyunu çıkardı ama. Tamam USA değil Kanada takımısın da bu kadar da Avrupa'lıya beyaza düşkünlük olmaz be kardeşim. Oldu olacak Chris Bosh'u da ver Pacers'a Murphy ve Hansbrough karşılığında tam olsun ! Calderon-Hedo-Bargnani-Rasho. Sizce NBA için biraz yumuşak değil mi bu dörtlü ? Ya da şöyle söyleyeyim , rakibiniz Lakers ve velev ki adamların damarına bastınız , hırs yaptılar , deliler gibi savunuyorlar. Ön alanda Kobe-Artest , arka alanda Bynum-Odom. Sizce kaç dakika sayı atamaz Raps ?



25 Temmuz 2009 Cumartesi

NBA Gündemi , 25 Temmuz '09




Ricky Rubio'nun bonservis problemini halledip onu NBA'e getirmek isteyen Wolves GM'i David Kahn görüşmelerden sonuç alamamışa benziyor.Keza Rubio an itibarıyle Real Madrid'le 2 yıllık sözleşme imzalamayı planlıyor. DKV Joventutbaşkanı Villacampa '' Real Madrid'den gelenböyle bir teklif hakkında bilgim yok '' dese de Madrid cephesinin Rubio'da ne kadar ısrarcı olduğu aşikar. Şayet NBA olmazsa , ki olmayacakgibi gözüküyor Rubio'yu gelecek yıl Real'de izleyebiliriz.


Basketbolu inceldiği yerden koparıp bırakmayı planlayan Ben Wallace'la Pistons hala görüşüyor.Bakın elimde ne var ; SLAM dergisi Kasım 2006 sayısı. Manşet şöyle ; Yılın transferi : Ben Wallace ! Aynı Wallace 60 milyon dolarlık sözleşme bedeliyle terkettiği Pistons'a şu an bir hiç olarak dönebilir.Ama bu demek değil ki eski günler geri dönsün. Wallace , yanında ancak skor üretebilen bir uzun olduğunda efektif hale gelen bir oyuncu. Bulls zamanında ondan hem savunma hem de hücum yapması gibi bir beklentiye kapılıp 60 milyon dolarlık sözleşme yaparak çılgınca bir hata yaptı. Big Ben'in bu defa böylesine bir kontratın yanından bile geçmesi mümkün değil ancak Pistons hücum performansı beklentisiyle( ki hala skor üretebileceğine inandığım bir uzunları yok ) onunla imzalarsa aynı hata tekerrür etmiş olacak demedi demeyin.



David Lee'nin Knicks'le yeniden anlaşıp takas edileceğini duyurmuştuk.Şimdi dönen söylenti Lee'yle Boozer'ın takas edileceği yönünde.


Boozer'ın yapacağı tercihin Knicks olacağını zannetmiyorum. Aslına bakarsanız şu zamana kadar da elle tutulur tek hamle yapamamış Knicks'in böyle bir takasla Boozer'ı Heat'in ve Pistons'un ya da şöyle söyleyeyim Dumars'ın ya da Riley'in elinden alması çok çok zor hatta imkansız gözüküyor.


Felton Bobcats'te kalmaya sıcak bakıyor anccak şöyle de devam ediyor : Neticede bu bir iş ve ben elimden geldiğince olayın bu iş boyutundan uzakta kalmaya gayret ediyorum. Takım ve menejerim görüşmelere devam ediyorlar. Onlara bu müzakereden uzak kalacağımı ve imza vakti geldiğince beni çağırmalarını tembih ettim. ''


Drew Gooden şu günlerde çok popüler durumdaki Twitter aracılığıyla duyurmuş : '' Yarın hangi takımda oynamak istediğime karar vereceğim. ''


Stephon Marbury'nin dediğine bakar mısınız ? '' Hayır NBA'deki en iyi oyuncu ben değilim. NBA'in en iyi oyuncusu Kobe Bryant. NBA'le artık ilgilenmiyorum. Benim için bitmiştir. ''


Jamario Moon bugün itibarıyle resmen Cavaliers'ın.

Sevgi & saygı.

Miller , Blazers , Boozer , Odom vs.


Beklenen oldu ve Miller , Sixers'dan koptu. Yeni takım , yeni forma : Portland Trail Blazers.

Blazers'ın uzun zamandır yaptığı girişimler nihayet 33 yaşında da olsa bir meyve verdi. David Lee , Paul Millsap ve Hidayet'e yönelik operasyonların başarısız olmasının ardından nihayet elle tutulur gözle görülür kesin nitelikte bir hamle yaptılar.

Aslına bakarsanız Boozer, Lee , Odom , Millsap gibi isimlerin her birinin Blazers'la anıldığı ve hatta Millsap'le sözleşme imzalandığı bir kısa mazisi var Blazers'ın. Bu durumda bu isimlerin yanında Miller hamlesi biraz enteresan duruyor , ama arada kaçırılan bir detay var. Bulls-Jazz-Blazers üçlüsünü kapsayan ( bunun Pistons'lusu da çıktı bir aralar ) bir takas senaryosu vardı. Hatta bunların dışında Blazers'ın Hinrich , Felton gibi isimlerle temas halinde olduğu bile duyuruldu bir ara. ( nitekim yazmışız da ... Aynı postta Bulls-Blazers-Jazz takas senaryosu da yer alıyor.) Demem o ki Blazers ön planda bir uzun arayışında olsa da arkadan arkadan bir oyun kurucu kollamaya da devam ediyordu. A planında aradıkları uzunu henüz bulamasalar da B planı dahilinde Miller'ı cebe koymaları güzel bir hamle olmuş.

Miller yaşı ve deneyimleri itibarıyle gayet tecrübeli bir oyuncu. Uzun mesafeli şutu olmasa da zaman zaman skorer kimliğe de bürünebilen ve canı istediğinde iyi pas dağıtabilen bir isim. Blazers'ın genç kadrosunda zamanında ligin assist kralı olmuş biri olarak mental anlamda büyük görevini üstlenmesi bir yana , topu elinde tutup değerlendirebilecek , hücumda topa rahatlıkla hükmedebilecek bir isim olarak Blazers beşinde yer alması önemli katkı sağlayacaktır. Neticede kaliteli ancak hala genç bir kadro söz konusu. Baskı altında oynayacakları dakikalarda , topu rakip yarı sahaya götüren , potaya sırtını dönüp göz ucuyla olup biteni seyreden , el kol sallayarak diğer dörtlüyü yönlendirebilen , kısacası '' has oyun kurucu '' sıfatını taşıyabilen birinin Blazers beşinde yer alması Miller'a 3 yıl için 21 milyon dolar getirecek sözleşme imzalanana kadar büyük bir ihtiyaçtı Blazers için.


Artık öyle bir ihtiyaç yok. Böylece Felton , Hinrich gibi defterler ve dolayısıyla Boozer'ın üçlü takas muhabbeti de sona ermişe benziyor.
Jazz de zaten Boozer görüşmelerini kısa bir süreliğine askıya almışa benziyor. Heat baskısından mıdır , yoksa '' Bir de Dumars'ı dinleyelim bakalım '' mantığı mı güdüyorlar bilemiyorum ancak bir kaç gün önce '' Her an her dakika takas edilebilir '' dediğimiz Boozer an itibarıyle kızağa çekilmiş durumda.



Öte yandan Miller'ın hala bir halt becerememiş Knicks'le günlerce görüşüp Blazers'la anlaşması da Knicks adına gerçekten düşündürücü. Bu elden kaçırdıkları kaçıncı FA bilemiyorum. Ya çok beceriksizler , ya da çok cimriler. Keza Miller'ın istediği kontrat 3 yıl için 30 milyon civarıydı.
Bu arada '' Yaşlanan adamın uzun ve yüklü kontrat isteme arzusu ''ndan söz etmişken Odom'a değinmeden de olmaz. Lamar ile Lakers arasındaki görüşmeler yeniden başlamış. Söylentiye göre 4 yıl için 40 milyona fit olmuş taraflar. Odom'suz Lakers'ın işi zordu , en sıcak ve tatlı yol Odom'un Lakers'ta kalmasıydı. Hala kesinleşen bir şey yok ama eli kulağındadır.


David Lee'ye de 5 yıl için istediği 60 milyon doları , salary cap'i müsait takımların hiç biri henüz vermiş değil. E o kadar da etmez zaten , iyidir hoştur da yıllık 12 milyon eder be kardeşim ! Blazers ona hakettiği değeri 7-8 milyon civarıyla teklif etmişti ancak Lee ve menejeri buna yanaşmadılar. Son gelişme ise Lee'nin Bulls'a gidebileceği yönünde. Söylentiye göre Donnie Walsh ve tayfası Lee'ye sözleşme imzalayıp onu takas edecekler. Takasın Bulls cephesindeki ismi kim ola ki? Bence Tyrus Thomas'tır.

Son olarak guard arayışındaki Sixers ve Knicks'in NBA'e dönmeye hazırlanan Carlos Arroyo'yla ilgilendiğine değinip saygılarımızı sunalım.

23 Temmuz 2009 Perşembe

:)

Point guard mevzuları


Indiana Pacers, mahkemelik olduğu oyuncusu Jamaal Tinsley'i , 1 yılı aşan sürgünün ardından serbest bıraktı. Oyuncunun saha içinde ve dışında karıştığı olaylar ( silahlı bar çatışmaları falan ) Larry Bird ve tayfasını öyle sıkmış olacak ki adamı bir sene ne oynattılar , ne takas ettiler , ne de serbest bıraktılar. Buna rağmen Tinsley çalışmalarına devam etti ve mahkeme devam ederken bugün itibarıyle serbest bırakıldı. Bırakılmasaydı , büyük ihtimalle de mahkemeyi kazanacaktı zaten. NBA Takımlarının oyuncularına haklı sebeplerle de olsa böyle bir yaptırım uygulamaları söz konusu değil.
Knicks cephesinde ise Andre Miller'da sona yaklaşılıyor. Knicks'le olmasa bile Miller'ın başka bir takımla anlaşmak suretiyle Sixers'dan ayrılmasına kesin gözüyle bakılıyor.Bu hususta Sixers yönetimi de beyaz bayrağı çekmiş ola ki , Thunder'dan ayrılan Watson'la, yukarıda bahsi geçen Tinsley'le ve veteran Troy Hudson'la ilgileniyorlar.
Hangisi Miller'ın eline su dökebilir , ona varın siz karar verin. Bana sorarsanız gelenin gideni aratacağı kesin.

22 Temmuz 2009 Çarşamba

Shaq kırıp geçecek


Daha önceleri bir yerlerde bu habere ilişkin bir şeyler okumuştum da ciddiye almamıştım. Az önce Konyalıportlandlılar'da okuyunca kanaat geldim. NBA'in değil belki de tüm spor dünyasının en renkli ve eğlenceli isimlerinden biri olan Shaquille O'Neal , 18 Ağustos'ta start alacak '' Shaq vs. '' isimli TV şovuyla izleyenleri kırıp geçecek.

Konsept şu ; Shaq , spor dünyasının en ünlü isimleriyle rakibinin branşında kapışacak. Yani Serena Williams'la tenis oynayacak , Oscar De La Hoya'yla boks yapacak , Michael Phelps'le yüzme yarışı yapacak , Albert Pujols'a karşı beyzbol sopası tutacak , Kerri Walsh'la voleybol oynayacak falan filan...

Shaq daha program başlamadan güldürmeye başladı bile. 37'lik dev iddialı açıklamalarını yaparken istifini bozmuyor ve rakiplerine meydan okuyor. '' Onlar çok iyi olabilirler ama ben çok çalışıp onları yeneceğim '' diyen Shaq'in her denemesinde gülmekten kırıp geçeceği kesin de , ben en çok boks maçını ve suda yaratacağı harikaları merak ediyorum :)

Güle güle Vedat Kaptan :(



Güle güle Vedat Kaptan. Seni , Beşiktaşlılığını , beyefendiliğini , adamlığını çok özleyeceğiz.

Ne mutlu sana ki , sen doğduğunda sen ağlarken herkes gülüyordu , sen gittin , renk - takım ayırmadan herkes ağlıyor. Her babayiğidin harcı değildi böyle bir iz bırakmak.

Huzur içinde yat , mekanın cennet olsun Vedat Kaptan. Seni çok özleyeceğiz.

:(

21 Temmuz 2009 Salı

Half Man - Half Amazing






Gelmedi. Onun gibisi gelmedi. Kolay kolay da gelmez.

Tamam çok gördük. J-Rich'i gördük , Superman'i gördük , Nate Robinson'u gördük , James White'ı gördük... Gördük nicesini ama böylesini görmedik, görmedim.

Özellikle Windmill'i onun kadar harika yapanını görmedim. Hala da şu zamana kadar gördüğün en estetik smaç hangisi diye soranlara VC'nin havada reverse yapıp koyduğu windmill derim.

Keşke hiç yaşlanmasa dediğim oyunculardan biridir VC. Shaq misali , 35'ine gelsin , böyle smaçlar yapacağını bilsem gene all-star oyumu veririm.

Varsın 1.12 değil de 1.00 sıçrasın :)

Çok güzel hareketler bunlar



Anne , Baba ve Anneanneden müsebbep 3 farklı ırkın kanını taşıyan Joakim Noah , son kararını Babasının milliyetinden yana kullanmış ve Fransız vatandaşlığıyla Fransız Milli Takımında oynamayı tercih etmişti.

Genç uzun geçenlerde ulusal takımla kampa katılıp Chicago'ya geri döndü. Monaco'da kaldıkları otelde kalan bir diğer futbol takımının 4 oyuncusunda domuz gribi virüsü bulunması (H1N1) giderayak Noah'in moralini bozmamışa benziyor.

'' Panik olacak bir durum yok , herşey yolunda '' diyor Chicago'nun genç boğası.

Fransız milli takımında oynamayı seçmesiyle ilgili de : '' Bu herkes için zor bir durum olsa gerek. Ancak ben Fransa'yı seçtim , seçmek durumundaydım çünkü en büyük hayallerimden biriydi ulusal takım için oynamak. Tarafların anlayışlı yaklaşımı da beni sevindiriyor.( 2 haftalığına Chicago'da kalma izni var Noah'ın ) Bulls'la başarılı bir sezon geçirdik. Genç bir ekibiz ve hızla gelişiyoruz. Bu ritme ayak uydurmak ve bunun bir parçası olmak beni sevindiriyor ancak ulusal takımı da çok istiyorum. Ancak şu an Chicago'da olmak benim için çok önemli. Gelecek sezon 4 defa Shaq'le boğuşacağım , kilo almam ve genişlemem gerekiyor. Bulls'un bana güvendiğini biliyorum. Muhtemelen benim takımda daha bir üst konuma çıkıp lider rolünü alabilmemi ümit ediyorlar. Orada onların yanında olmam gerek. Dediğim gibi genç bir takımız , gelişmeye ihtiyacımız var. Ancak NBA gibi bir platformda bireysel olarak gelişme göstermeniz yeterli değil. Takım olarak bir şeyleri birlikte başarmak durumundasınız. İşte bu yüzden Chicago'dayım. Şimdi daha sıkı çalışmaya ihtiyacımız var , çünkü geçen sezonki başarımızda büyük pay sahibi birini ( Gordon ) kaybettik. '' ifadelerini kullandı.


Noah , milli takımı da Bulls'u da iyi idare ediyor anlaşılan. Fransa da '' Milli takım kampına gelmedi '' diye kıyametlerin koptuğu bir yer değil galiba !

Boozer Heat'i istiyor


Takası an meselesi olan Carlos Boozer , Miami Heat'i istiyor. Miami'de denize nazır bir evi olan ve son 5 yılda tatilini burada geçiren Boozer , bu sezon off-season çalışmalarını ve tatilini yine Miami'de yapıyor. Boozer , Miami'yi evi gibi gördüğünü şu sözlerle ifade ediyor :
'' Karımla ben buraya ilk gelişimizde tam anlamıyla buraya aşık olduk. Geriye yatık palmiye ağaçları , güneşi , hayat standartları ... Burası cennet gibi. Açıkçası buranın takımının bir parçası olmayı isterim. Heat çok iyi bir takım. Takım içinde yakın dostlarım var. Örneğin Dwyane'le 2004'te Atina'da çok hoş bir olimpiyat tecrübesi yaşadık. Onunla aynı takımda oynamayı isterim. Zaten Miami'de yaşıyorum. Neler olacağını sabırla bekliyorum. ''
Boozer'ı New York ve Detroit de istiyor. Dumars'ın mantıklı bir teklifle Jazz'ın kapısını çalacağını ve '' Benimle görüşmeden Boozer'ı vermeyin '' dediğini biliyoruz. Ancak şu şartlarda Wade'in ultimatomlarının üstüne Boozer'ın da bu sıcak yaklaşımı ortaya çıkınca Heat yönetiminin ibresi daha keskin bir şekilde Boozer'ı gösteriyor olsa gerek. İki kancanın biri Odom'da , diğeri Boozer'da , Wade de bu kadar bastırıyorken en az birini dolu çekerler diye düşünüyorum. Şu an oltaya daha yakın olan isim Boozer. Tabi Pistons işe çomak sokmaz ise.

Q-Rich bu defa Minnesota'da



Ben yazmaktan hiç bir zaman yorulmadım , ancak bu adam sınırlarımı zorluyor.

20 gün içinde 3. defa takas edildi Q-Rich. Bu seferki adres Minnesota T-Wolves. Craig Smith , Marbury'nin kuzeni Sebastian Telfair ve serbest atışta airball'ı yakalamış adam olarak tanıdığımız Mark Madsen karşılığında Wolves yolunu tuttu Richardson.

3'ü de aslına bakarsanız pek para etmez adamların. Telfair'in kuzeninden pek farkı yok şu sıra. Madsen'e hiç değinmiyorum. Smith iyi bir back-up uzun olabilir. Wolves kadrosunu daraltarak gelecek yaz için ekonomik perspektifte akıllıca bir hamle yapmış bulundu. Dediğim gibi gönderdikleri adamlar da arkalarından ah vah edilecek tipler değil. Bir nevi gençlerin önünü açtılar. Rubio işini çözebildiler mi bilemiyorum ama çözemeseler bile Draft yoluyla bu yıl kadroya kattıkları diğer guard'a şans tanımış olacaklar. Rubio gelirse evlere şenlik zaten. Smith'i göndererek bir diğer Draft projesi olan Kevin Love'a daha fazla süre şansı doğurdular. Madsen de dediğim gibi etkisiz eleman gibi bir şey şu konumda.

Bununla birlikte 2 numaraya süre aldığında skor üretebilen bir oyuncu kazandırmış oldular. En kötü ihtimalle 1 yıl oynayıp 2010 yazında yeniden bavulunu toplar Q-Rich. O zamana kadar Wolves'ta iyi bir iş çıkarabileceğine inanıyorum. Yeterli süreyi alması bir yana, yeni kontratında bol sıfır görmek için bol bol fırsat bulacağı Wolves'ta yine bol keseden atıp tutacaktır. Fantasy gamer'lar back-up SG olarak düşünsünler Q-Rich'i derim.

Tabi yeniden bir yere takas edilmezse :)

20 Temmuz 2009 Pazartesi

NBA Gündemi , 20 Temmuz '09




- Olympiacos David Lee ve Nate Robinson'dan sonra şimdi de Linas Kleiza'ya sardı. Prientzis'i Unicaja'ya kaptıran Yunan ekibi bu boşluğu Kleiza'yla doldurmayı planlıyor. Kleiza'nın yıllık 3.5 milyon euro civarı bir para istediği öğrenildi. Nuggets koçu George Karl ise Anthony Carter'ı ve Linas Kleiza'yı takımda tutmak istediğini ifade etti.


- Pacers , Raptors'un Jarrett Jack'e önerdiği 4 yıllık 20 milyon dolar değerindeki kontratı karşılamadı ve Jack resmen Raptors'lu oldu. Jack konuyla ilgili '' Aslında ben gelecek sezon da Pacers'ta kalmayı istemiştim. Koç Jim O'Brien'a bana geçen sezon kattıkları için minnet borçluyum. Sadece ona değil , Başkan Larry Bird'e ve Genel Menejer David Morway'e de teşekkür borçluyum. Onlar bana Pacers'ta değer katacak pozisyonları layık gördüler ve bu kontratı almama yardımcı oldular. Onlara her daim teşekkürü borç bilirim. '' ifadelerini kullandı.


- Knicks kedi oldu mu bilemiyorum ama bu defa tutmaya çalıştıkları farenin adı Ramon Sessions.


- Cavaliers , Lebron'u Jamario Moon'la yedekliyor. Kontrat iki yıllık. Bana sorarsanız , tam isabet !


- Thunder , Desmond Mason'u tutmak istiyor ancak oyuncu menejeri aracılığıyla eski takımı Bucks'la da görüşüyor.


- Pistons uzun rotasyonuna 2 yıllığı 6 milyon dolardan Chris Wilcox'u katarak büyük bir alkışı haketti. Allah sonumuzu hayır etsin , çok uzun olduk pota altında Wilcox - Maxiell ikilisiyle. Ne Cavs'lı Shaq'ı tanırız ne Magic'li Howard'ı... Babaları gelsin !

Gitti gidiyor


Knicks Lee'ye yıllığı 7-8 milyon dolarlık bir teklifle yanaşmayı planlıyor. Menejer Mark Bark Bartelstein açıkladı : '' Şu an anlaşmaya yakın değiliz. ''
Olympiacos piyasayı fena karıştırıyor desenize. Lee iyi oyuncu , bunda mutabığız sanırım ama 10 milyon edip etmeyeceği konusu muamma. Ama menejer de Lee de buna pek kulak asmıyor olsa gerek ; keza 10 milyonu veren var neticede.

19 Temmuz 2009 Pazar

Aza kanaat de bir yere kadar


Şu resimdeki adamla zamanında efsane kadroyla hanedanlık kuran Joe Dumars aynı adam olmasa , yemin ediyorum kalemi elime alıp yerden yere vuracağım adamı.
Be adam her dakika canımı sıkmasan olmayacak değil mi ?
Biraz ileri görüşlülük biraz önsezi be kardeşim...
Sen biliyorsun ki Sheed'e yol gözükmüş , McDyess'a talip çok , bu adamlar yolcu. E Kwame Brown - Jason Maxiell ikilisiyle de bir halt olacağı yok. Senin 3 büyük rakibin var birinde KG & Sheed , öbüründe Shaq , berikinde Howard ... Hala Wilcox'un , Glen Davis'in bilmemkimin peşindesin...
Söylenecek çok şey var da ... Sıcak başıma vurmuş zaten iyice şişirmeyelim kafaları...
Boozer'a Gooden'a fit olduk ötesi var mı yahu ?
Açıkçası bir Odom , Lee falan patlatmadıkları sürece bu yaz daha da benim gönlümü alamaz bu Pistonlar , demedi demeyin.
Gene de çıkmadık candan ümit kesilmez. Daha AI'ı sepetleyeceğiz , Rip - Prince ikilisinden birinin gönlünü alıp ötekini takas edeceğiz , uzun alacağız , uzun alacağız uzun alacağız bla bla bla ...

18 Temmuz 2009 Cumartesi

Daniels da Celtics'li oldu



Bu yıl kurduğu kadroyla yeniden şampiyonluk umutları besleyen Boston Celtics , Indiana Pacers'lı Marquis Daniels'ı kadrosuna kattı.

Henüz çok yeni bir gelişme olmasından ötürü detaylarından bihaberim. Ancak anladığım kadarıyla Celtics Tony Allen ve Brian Scalabrine'yi vermek suretiyle Daniels'ı kadrosuna katmış. Yani bir takas söz konusu.

Güzel bir hamle olmuş. Kadroda 1 kişilik daraltma yapmasının yanısıra kafa kafaya değişimde de mantıklı bir hamle olmuş Celtics adına. Daniels , Tony Allen'ın yaptığı işi her türlü yapar. Aslına bakarsanız defansif yönde Allen'dan daha bile üstün. Celtics'in onu Allen'a tercih etme sebebi de bu olsa gerek. Keza yoncalar , defansif ağırlıklı bir oyun oynayan , özellikle iç sahada etkili savunmasıyla rakiplerini yıldırıp maç vermeyen bir takım.

Celtics'in amaçlarına , yapısına ve dinamizmine uygun bir oyuncu Daniels. Sıkı bir back-up olarak Mavericks'teki günlerini anımsatabilir bizlere.

Bu arada kaleme kağıda bulaşmışken değinelim ; Celtics hazır kolları sıvamışken Glen Davis meselesini de çözecek gibi gözüküyor. Onun da kokusu çıkar bir kaç güne.

Günün eğlencesi

Net aleminde gülecek çok şey var da , şu Burhan başka ya :)

Yetti be !!! Hasta etmeyin ulan !!!

:D:D:D

NBA Gündemi - 18 Temmuz '09


Gündemde şu sıralar Millsap'ın Jazz'de kalması ve haliyle Boozer'ın nereye gideceği konusu zirvede yer alıyor. Bunun haricinde Lakers'la ipleri iyiden iyiye incelen Odom'un durumu da merak konusu. Hatırlarsanız kendisine verilen teklifleri ciddiye almayan Odom'la Lakers yönetiminin arası geçtiğimiz hafta içerisinde açılmıştı. Bütün yaz sinek avlayan Knicks yönetimi ise Blazers'ın ve Olympiakos'un teklifleri karşısında David Lee'yi takımda nasıl tutacaklarını düşünmekle meşgul. Ersan'ın NBA'e dönüşü , Wolves'un İspanya çıkartması , Thunder'ın Watson'u serbest bırakması , Bobcats'ten ayrılan Sean May'ın Kings'le yakınlaşması gündemdeki diğer konular.
Başlıyoruz.
Beklenen oldu ve Utah Jazz , Blazers'ın Millsap'a sunduğu teklifi karşılayarak genç uzunu takımda tutmayı başardı. Daha öncesinde de Mehmet'le 2 yıllık sözleşme yapan Jazz'ın skorer bir kısa aramakla beraber Boozer'ı da elden çıkarmaya çalıştığını biliyoruz. Gelen son haberler , Jazz yönetiminin Boozer için artık resmen '' teklifleri dinleme '' moduna geçtiği yönünde. Daha önceden Boozer için Prince'ı gözden çıkardığının sinyallerini veren Pistons ise Blazers'ı da kapsayan üçlü bir takasla Prince'ı Blazers'a gönderip Boozer'ı takıma katmayı planlıyor. Öte yandan Blazers Hidayet'le dolduramadığı '' Yıldız forvet '' mevkisi için Prince'i gözüne kestirerek akıllıca bir hamle kovalıyor diyebiliriz. Hakikaten harika olur onlar için. Bu arada Millsap'le desteklemeyi düşündükleri uzun rotasyonu için ibreyi Lee'ye çevirebilirler.
Boozer'a başta Pistons , Bulls ve Heat olmak üzere bunca talip varken , Blazers'ın onu aklından bile geçirmemesi , yıllardır süregelen kusursuz rebuilding hareketinin hala ne kadar istikrarlı ve rasyonel bir şekilde devam ettiğinin kuşkusuz göstergesi olsa gerek. '' Jail Blazers '' diye anılan çöplükvari bir takımken kısa bir sürede bu denli gelişim göstermek ve Batı konferansına kafa tutmak her babayiğidin harcı değil.
Miami Heat'te Wade gelecek yıl sona erecek olan kontratını muazzam bir koz olarak kullanıyor ve takımda kalmak için yönetimden etrafına kurulacak iddialı bir kadro istiyor. Pat Riley geçtiğimiz hafta içerisinde sezonluk bilet sahibi taraftarlara yaptığı açıklamada '' Önemli hamlelerin yolda olduğunun '' sinyallerini vermiş ve '' Boozer'la Odom'u aynı anda kadroya katsalar bile 2010'da bir süperyıldız alacak kadar salary cap'e sahip olabileceklerini '' açıkça dile getirmiş. Tabi bunu başarabilmeleri için Odom'a Lakers'ın sunduğu civarda bir teklif sunmak durumundalar. Boozer içinse halihazırda bir takas pakedi varmış , zannediyorum 1-2 güne kalmaz Jazz'e sunarlar.
Olympiakos dahi New York'taki kısırlığı görmüş olsa gerek ki , takımın her iki FA oyuncusuna da kancayı takmış durumda. Geçtiğimiz hafta Nate Robinson'un menejeri Yunan ekibinin Robinson'la ilgilendiğini açıklamıştı. Aynı Yunan ekibi bu defa David Lee'ye 2 yıl için 20 milyon dolar civarı bir teklif sunmayı planlıyormuş. Daha da önemlisi Lee'nin de 1 yıl Avrupa'da basketbol oynayıp yeniden NBA'e dönmeye sıcak bakması. Ancak hala resmi bir girişim olmuş değil.
Ersan şu anki kontratının çok daha fazlasını İspanya'da bırakarak hayalleri için NBA'in yolunu tuttu. Charlie V ve Richard Jefferson'un gidişiyle birlikte kadroda kendisine yer ve süre bulması kolaylaşan milli gururumuz 3 yıllığı 7 milyon dolar karşılığında Bucks'a imzayı yeniden atmış. Eksilen halkalarla zayıflamış bir profil çizen Bucks'ta Ersan'ın beklenenden de çok süre alıp önemli işler yapacağını düşünüyorum. NBA , ligi sallayacak 3'üncü Türk'e hazır olsun.
Minnesota T-Wolves , fiziğine ve yaşına pek aldırmaksızın bu yılki Draft'te seçtiği Ricky Rubio'ya bu yıl forma giydirme konusunda oldukça kararlı gözüküyor. Bonservis problemi yüzünden İspanya'ya dönen ve başta Real Madrid olmak üzere bir çok takımın kadrosuna katmak istediği Ricky Rubio , 2 yıl daha Avrupa'da kalma kararı vermesine rağmen Wolves'un kararlı tavrı karşısında her an NBA'e dönebilir. 6.6 milyon dolar civarındaki bonserviste indirim yapılması ve Wolves'un da biraz cömert davranması gelecek sezon Rubio'yu Wolves formasıyla izlememiz anlamına gelebilir. Wolves GM'i Kahn İspanya çıkartmasına hazırlanıyor.
Oklahoma City Thunder , 30 yaşındaki oyun kurucusu Earl Watson'u serbest bırakmış. İyi etmişler , fazla bile durdu. Hani deriz ya her takıma lazım diye , Watson da benim gözümde bunun zıttı gibi bir şey. Bana sorarsanız hiç bir takıma lazım değil. Zaman zaman kısa süreli sürpriz çıkışlar yapması dışında ( ki kısa süreden kastım maçın herhangi bir anındaki 3-5 dakikadan ibaret ) hücum ahengini bozma konusunda tam bir istikrar abidesi. Oyun kurucuda olması gereken en esaslı özelliklerden biri de '' Yararlılık '' 'tır. Keza oyun kurucu için sahadaki koç derler , 5 kişilik dümenin başında , parke üzerinde o vardır. Ben yıllardır bu ligi takip ediyorum , bu adamın bir takıma yararlı olduğunu görmedim. Aslına bakarsanız topçulukta adamın eline su dökemeyecek ben ve benim gibi bir çok kalem cambazının oturduğu yerden oyunculara çamur atmasına ben de ayar olurum , ama eğri oturuyorsak doğru da konuşmak lazım. Neticede bir NBA oyuncusu olarak saygınlığı hakeder , bizim ayaklarımızı uzattığımız yerden atıp tutmamız ukalaca görünebilir , ama bu düşündüğümüzü söylemekten geri kalacağımız anlamına da gelmiyor , kazmasın işte Watson , bozma gül gibi takımı al topunu da git !
Bobcats'ten kopan Sean May Kings yolundaymış. Göründüğünden daha iyi bir hamle olacağı kanısındayım. May , sakatlık belasından ötürü hiç bir zaman istikrarlı bir biçimde aslında ne kadar yararlı bir uzun olduğunu gösterme fırsatı bulamadı. Bobcats'te ağızlara bir parmak balı çalıp çalıp sakatlandı. Kings belki ona uğurlu gelir bilemiyorum , ancak kadro itibarıyle zayıf olan bu takımda şayet sağlıklı kalırsa önemli fırsatlar elde edebilir May. '' May be ... '' vesselam.
Bugün için gündemin dişe dokunur konuları bunlardı.
Sağlıcakla kalın.

17 Temmuz 2009 Cuma

Günün karesi



Bizim Doğuş Griffin'e Türk'ün gücünü gösterirken :)

16 Temmuz 2009 Perşembe

Günün eğlencesi

Tuttu ne var , tuttu , aha tuttu ne yapacan acaba , tuttu aha benim şu anda psikopatlığım tuttu :D

Yıldırdı bu herif beni yıldırdı :D:D

Gatorade'den Jordan şaheseri




Eski takım arkadaşı Scottie Pippen ve bir çok Bulls taraftarı , Chicago'nun doğusundaki bu noktaya tam 19.000 adet Gatorade şişesi kullanarak şu şaheseri çizmişler. Gatorade , bunu Jordan'ın Hall of Fame kariyerini kutlayan bir tebrik olarak organize etmiş.


Eskiden heykeli dikilecek adam derlerdi. O heykel dikileli de , bu sözün modası geçeli de çok oldu...


Yeni moda bu herhalde.

Gergin bekleyiş


Resimde gördüğünüz arkadaş her an , her dakika takas edilebilir.

Knicks'te arayış sürüyor




Bütün yaz tırım tırım tırmaladığı halde '' havasını '' alan Knicks GM'i Donnie Walsh , bu defa geçen yıl kadrosunda var olan oyuncusu Tim Thomas'la ilgilendiklerini açıkladı. Bulls tarafından serbest bırakılan veteran için Walsh : '' Doğrudur ilgileniyoruz. Bakacağız. Kendisi bizim takımımızda geçen sezon gayet iyiydi. Neticede o bir profesyonel. '' ifadelerini kullandı.


Tüm hareketliliğine rağmen hala somut ve kalıcı bir hamle yapamayan Knicks yönetimi , Andre Miller veya Carlos Boozer'ı takım kazandırarak sükse yapmanın da planlarını yapıyor. Onu da çıtlatmış bulunalım.

Odom bilmecesi


Lakers yönetiminin özene bezene hazırlayıp menejerine sunduğu teklife Lamar Odom hiç bir tepki vermeyince kelimenin tam anlamıyla ipler koptu.
1979 doğumlu oyuncuya Lakers 3 yıl için 30 , 4 yıl için 36 milyon dolar teklif etmiş. Ancak Odom 5 yıllığına 50 milyon dolarlık bir kontrat istediği için her iki teklife de herhangi bir şekilde cevap vermemiş ve bunun üzerine de Lakers yönetiminde şalterler atmış. Teklifleri geri çekmişler.
Odom'un aslında 3 yıl için 30 milyon dolara evet demesi mantıklı ve bereketli gözüküyor ancak görünüşe bakılırsa menejeri ve Odom biraz daha garantici bir tavır sergiliyorlar. Evet , 3 ya da 4 yıllık kontrat sona erdiğinde Odom 33-34'ünü devirmiş bir veteran olacak. O saatten sonra yıllık 9-10 milyon dolaylarında gezinemeyeceği aşikar. Şimdiden 5 yılı da garanti altına almayı planlıyor. Ancak bu risk onu , şampiyonluk için kendisine ihtiyacı olan Lakers'dan koparıyor.
Odom'a Mavericks'in talip olduğunu yazmıştık. Daha doğrusu Mark Cuban ağzıyla söylemişti. Ancak bu şimdilik biraz zor gözüküyor. Aynı mevkiide Marion-Nowitzki ikilisine sahip Mavericks'in ne ekonomik olarak ne de mental perspektifte 3 yıllık 30 milyona burun kıvıran Odom'u tatmin etmesi pek mümkün gözükmüyor.
Odom şu an itibarıyle Heat'e yakın. Eski takımının patronu Riley Odom'u yeniden takımda görmek isteyeceğine dair sinyaller verdi.
Tüm bu gelişmelere rağmen Lakers arka alanda Kobe-Artest , ön alanda Odom-Bynum-Gasol planlarından ve şampiyonluk hayallerinden vazgeçmemiş olsa gerek. Yeni bir uzlaşma sürecine tanık olabiliriz. Benim merak ettiğim şey Odom'un Lakers'ta kalıp kalmayacağından ziyade , kalırsa nasıl bir kontratla kalacağı.
Bu arada unutmadan , Olympiakos'un Nate Robinson'a 2 yıl için 10 milyon dolar teklif ettiğibir dönemde Iverson'un yeni kontratı nasıl olacak onu da çok merak ediyorum.

14 Temmuz 2009 Salı

Piston adayları




Beklenen şey oldu ve Pistons Afflalo'yla Sharpe'ı Nuggets'a gönderdi.


Şimdi kafalardaki soru şu ; Cap space açıldı , uzun adayları kimler ?


Bakınız ben söyleyeyim : Drew Gooden , Chris Wilcox , Joe Smith , Glen Davis.


Sizce hangisi iş yapar ?


Wilcox kalsın. O bölgede zaten kısa kaldılar. Maxiell'la Wilcox'un tuttuğu kale rahat düşer. Doğu'da iddialı olmak zor o ikiliyle.


Joe Smith'ten de bir şeyler geçti gibi. Zaten hiç bir zaman beklentileri aşabilmiş bir adam değil. En azından 1995 draftının bir numaralı seçimi olmuş biri için çok çok kötüydü , hala da öyle.


Gooden skor üretiyor , iyi kötü ribaund çekiyor. Şahsen şu dörtlüde tercihim olur. Hem çok uzun vadeli bir kontrat da olmayıverir , gerekirse 2010 yazı öncesi elden çıkarılabilir.


Davis ise ancak bir back-up teşkil ediyor. Aranan kan kesinlikle değil.


En parlak aday Boozer ise şu sıralar Knicks'le anılıyor. Savunma takımı olarak iş yapan Pistons'un çarklarına uygun bir tip değil zaten , çok spektaküler gibi gözükse de ben faydalı olabileceğini zannetmiyorum. 20-13'lük istatistiğe devam edebilir ama Pistons'u başarıya götüren şey atmak değil yememek , o yüzden Boozer doğru isim değil.



Bu arada gerekli uzun için takas edilebilecek isim şu sıralar Hamilton'dan ziyade Prince olmuş. Çökmeyen bi o kalmıştı , komple çöküversin varsın bakalım ne olacak.

Josh Childress kalıyor


Kontratındaki opsiyonu kullanmayarak NBA'e dönüşünü erteledi genç oyuncu. Yunanistan'a döndü ve 09-10 sezonu için hazırlıklara başladı.

'' Burada hala bitirmediğim işlerim var. ''

demiş.

İlgi & Bilgi

Mavericks Odom'la görüşüyor


Dallas Mavericks'in sahibi Mark Cuban , NBA TV'ye verdiği bir röportajda , Lakers'la pazarlığı ağır aksak devam eden oyuncu Lamar Odom'la temas halinde olduklarını ve kontrat imzalamayı düşündüklerini söyledi.
Gortat olayının iptalinin ardından yeni bir hamle olasıydı , ancak Odom gibi iddialı bir manevra da beklemiyordum açıkçası. Hele ki Marion takasından sonra.
Dirk-Odom-Marion-Howard-Kidd gibi temel taşlarının üstüne oturtulmuş bir takımın ribaund vereceğini sanmıyorum.
Umarım Cuban yine yükseklerden uçmuyordur.
***
Odom'a ayrıca Heat'in de bir teklif götürdüğü söylenedursun, Lakers cephesinden de Mitch Kupchak nihayet bir yorum getirme tenezzülünde bulundu. Kupchak Lakers - Clippers yaz ligi maçının devre arasında '' İşin bu kadar uzamasına şaşırıyorum. Oyuncularımızla ve menejerleriyle sürekli olarak görüşüyoruz. Odom konusunda ortak paydada buluşabilmiş değiliz , açıkçası yeniden anlaşmak hususunda çok ümitli olduğumu söyleyemem. '' dedi.

Iverson - Clippers


Nah bu şekeroğlana son talip Clippers'mış. Bir anda bir hareketleniverdi ortalık Clippers-Iverson söylentisiyle. Clippers yönetiminin AI'ı getirmesi durumunda Baron Davis'e de bir güzellik yapacağı ve takas edeceği falan söyleniyor.
Aman kalsın. Bizden uzak olsun da.

Tanıdık bir sima


Bostjan Nachbar , Efes Pilsen'in son transferi.
Hayırlı olsun şampiyona.

Gortat Magic'e lazım


Orlando Magic'de Genel Menejer Otis Smith yaptığı açıklamada Polonyalı Marcin Gortat'ın Mavericks'le imzaladığı sözleşmeyi karşılayacaklarını ve oyuncuyu takımda tutacaklarını açıkladı.
Gortat koptu kopuyor derken Magic bombayı patlattı ve Mavericks'in Bass'ını kadrosuna kattı. Yine de takım içinden gelen bilgiler Magic'in Howard'ı ikinci bir isimle de desteklemeyi planladığını ve ikinci bir ismin aday olduğunu işaret ediyordu.
Magic bu ikinci isim olarak Gortat'ı seçti görünüşe bakılırsa.
Gayet isabetli.

13 Temmuz 2009 Pazartesi


Olup bitenleri üzüntüyle izliyorum , keşke elimizden boykotun da ötesinde bir şeyler gelebilse ...
Kardeşlerimize duacıyız , Allah yardımcıları olsun.

12 Temmuz 2009 Pazar

Artık yok

...

M.J'in ardından





Her ne kadar jenerasyon itibarıyle ona biraz geç kalmış olsam da , tıpkı bugün yeryüzünde nefes alan tüm insanlarda olduğu gibi bende de Michael Jackson'un kaçınılmaz izleri vardır. Hiç hiç müzikle ilgilenmeyen birinde bile , MJ'in bu sözü geçen kaçınılmaz izlerinden söz etmek mümkün.

Tıpkı basketbolla alakası olmayan bir kimsenin bile , basketbolun MJ'ini tanıyor olması gibi.

Vefatının üzerinden neredeyse 2 hafta geçti. Bugün hala gazetelerin bir köşesinde onun resmi var.

Aslında söylenecek çok şey var. Söylenmiş şeylerin sayısı da hiç az değil. Bir çok taziye , veda mesajı , üzüntüyü ifade eden demeçler ve hatta intiharlar okuyup duydum. Ancak MJ'in vedasına ilişkin kafama en çok kazınan cümle şu oldu : '' Bir devir kapandı. ''

Kendi açtığı devri , kendi ölümüyle kapattı Pop'un kralı.

Bugün , bu dakika bu satırlarda ondan bahsedişimin tek sebebi vefat etmiş olması değil.

Türlü türlü spekülasyonlar var ortada. Ölmediği , öldürüldüğü , intihar ettiği ve daha nicesi ...

Bugünkü sabah gazetesinin Günaydın ekinde ünlü söz yazarı Şehrazat'ın bir röportajı var. Pek meraklısı olmadığım için tamamını okumamakla beraber Jackson'un ölümüyle ilgili kısmı dikkatini cezbetti.

Şehrazat , onun öldürüldüğünü , daha doğrusu yıldırılmak sebebiyle intihara zorlandığını iddia ediyor.

Michael Jackson'u hayatının her safhasında çok iyi anladığını ve duygusal olarak aynı şeyleri paylaşıp ona karşılık gelebildiğini ifade eden tecübeli söz yazarı , Yaklaşık 6 sene önce Michael Jackson'un ipinin birileri tarafından çekildiğini iddia ediyor. Bunun sebebi ise , kardeşinin müslüman olmasının ardından müslüman cemaatlere yakınlaşan ve kimilerine göre Müslüman olan Jackson'un kitleler üzerindeki nüfuz gücü.

Jackson hiç bir zaman müslüman olduğuna dair bir açıklama yapmamakla beraber , hiç bir şekilde de bu durumu inkar edecek bir sinyal vermemişti hayattayken.


Şehrazat 4-5 milyon kişiyi aşkın bir kitlenin , Michael Jackson'un '' ölün '' demesi durumunda canını seve seve feda edeceğini , ve aynı kitlenin Jackson'un müslümanlığını öğrenmesi durumunda islam dinine geçebileceğini belirtiyor ve '' Amerika bunu kaldıramaz '' diyor. Bu savını ıspat etmek için de MJ'in ölümünün ardından gerçekleşen intihar vakalarını kanıt olarak gösteriyor.

Dünya tarihinde bir çok dine mensup kimseler belli aralıklarla zulme ve bugünkü modernize yapısıyla emperyalizme , sömürgeye ve asimile edilmeye mahkum edilmişlerdir. Gerek dinimizin yeryüzüne indiği tarihte , gerek de yakın zamanda bir çok insan , dini inançlarının gerekleri yüzünden çeşitli şekillerde hak mahrumiyetine mahrum bırakılmıştır.( Çalışkan ve disiplinli bir subayın , dinde dinin direği denilecek kadar altı çizilmiş , aynı zamanda 5 farzdan biri olarak vahyedilmiş bir vecibe olarak namaz kılması sebebiyle ömrünü verdiği mesleğinden atılması gibi. Polemiğe fazlasıyla açık bir konuya değindiğimin farkındayım , farklı bakış açıları farklı yorumlar getirecektir ve her türlü platformda olduğu gibi belki de benim blogumda da bu tip polemikler çıkabilecektir , şahsen hiç girmemeyi düşünüyorum. Bana adaletsiz geliyor böyle bir zulüm , hepsi bu.). Demem o ki , eğer bu sav doğruysa ( ki bu tip ulvi ( ! ) amaçlar için
bugüne değin insanlara yapılan şeyleri düşündüğümde bu bana gayet mümkün gibi geliyor ! ) bugün dünyada en çok tanınan , bilinen 3 isim soy isimden birini taşıyan Michael Jackson da , kral mral dinlenmeksizin bu zulme maruz kalmış demektir.

Adamın babası yaşıyor , kendisi toprağın altında. Gerçekten trajedik.

Her neyse , kokusu çıkar mı , yoksa bahsi geçen birileri tarafından bastırılır mı bilemiyorum ancak bu komplo teorisi kafamı kurcalamıyor değil.

Aynı gazetenin Mehmet Barlas köşesinde de '' Türkiye'de gazeteciliğin ve köşe yazarlığının , Amerika'da olduğu gibi faydalı bir şeyler insanlara okutmak için değil , kalem sahiplerinin ideolojilerinin okuyucularına empoze edilmesi için yapıldığını '' ifade eden bir köşe yazısı vardı.

Ben bu yazıyı böyle bir amaç için değil , dikkatimi çektiği ve kafamı kurcaladığı için yazdım.

Bilmenizi isterim.

Her neyse , bir devir kapandı. Umarım bu devrin sürecindeki gizli detayların ve bilinmezliklerin ortaya çıkışı , bizim bildiğimiz devirlerinki kadar gecikmez.

Huzur içinde yat Mike , seni özleyeceğiz.

11 Temmuz 2009 Cumartesi

Frye'ın bileti Arizona'ya


Akşam üzeri sırada ne var demiştik hatırlarsanız.
Şimdi öğrendim , Frye Phoenix Suns yolunu tutmuş , bir nevi yuvaya dönmüş. Arizona çıkışlı oyuncu memleketi diyebileceğimiz Suns formasını 2 yıllığına kendisine giydiren 4 milyon dolarlık kontratoya evet demiş ve Millsap'ın Blazer oluşunun hemen akabinde Arizona biletini kestirmiş.
Ancak bununla biteceğini sanmıyorum. Boozer - Bulls - Blazers üçlüsünden bir numara daha çıkacak gibime geliyor.

NBA Gündemi - 11 Temmuz '09




Kısa kısa devam ediyoruz :



- Resimdeki eleman şekilde de göründüğü üzere bu defa 37'de karar kılmış.

- Grizzlies , Mavericks'ten takas yoluyla aldığı eski All-Star Jerry Stackhouse'u serbest bıraktı. Stack'in 7 milyon civarı bir kontratosu vardı.


- Iverson'a en ciddi talipler Grizzlies ve Bobcats. Grizzlies'in 1 yıl için 5 milyon dolarlık teklif yapacağı konuşuluyor.34'lük Iverson'u hala yere göğe sığdıramayan tayfaya 30'unu deviren Hidayet'in 5 yıl için 53 milyon dolara imza attığını hatırlatmak isterim.


Spekülasyon olarak da Heat adı geçiyor ancak sanmıyorum. Pat Riley akıllı uslu bir adam. Wade'i tutmak için Ivy falan diyorlar da , ne alaka yani... Tuhaf geldi biraz bana.


Bence Iverson kalmak için değil gitmek için bir sebep.


- Hill mevzusunda da havasını alan Knicks'in B planı olarak Andre Miller'a yöneleceğini yazmıştık. Teklifin eli kulağındadır.


- Lakers Odom'u takımda tutmak konusunda gayet kararlı ve samimi.


- GM açıkladı : '' Lafa söze vardırmayın , Warriors satılık falan değil. ''


- Birdman lakaplı Chris Andersen beklendildiği üzere yeni sezonda da bebek mavisi giyecek.

D.Howard'ın yedeği Bass !


Florida taraflarından bir patlama sesi geldi gibi ...
Siz de duydunuz mu ?

Her şey uzun için !


Denver Nuggets'la Detroit Pistons ikinci bir takas için ( ilkini hatırlıyorsunuz ! Unutmak mümkün mü ? Haaadi canım !!! ) görüşüyorlar şu sıralar.
Pistons NBA'e yeni yeni ısınan genç oyuncusu Aaron Afflalo'yu Nuggets'a göndermeyi ve bu yolla almayı planladığı uzun için cap space açmayı planlıyor.
Bahsi geçen ilk takastan (!) sonra açıkçası tırsmıyor değilim Pistons - Nuggets takaslarından .Ancak bu defaki hayırlı olacak gibi.
Afflalo'nun açacağı space'ten ne olur ki diyenlere de Iverson'un yolcu , Hamilton'un belirsiz olduğunu ifade etmekte fayda var.
Merakla bekliyoruz hangi uzunun mavi kırmızı formasıyla NBA'in en büyük taraftar grubunun ( maç başına ortalama 28.000 Pistons'lu ) önüne , The Palace'a çıkacağını.

Knicks'in işi zor



Grant Hill de , Jason Kidd de arkalarına bile bakmadan New York'u terk ettiler ve takımlarıyla sözleşme yenilediler.

Nedendir bilemiyorum , önüne gelene mavi boncuk dağıtan Knicks hala elle tutulur bir şeyler yapabilmiş değil.

Şu sürece şöyle bir göz atın. Sizce şu resimdeki adamın Cavaliers'ta kalacağını çıtlatan Lebron'u New York'a getirmesi mümkün mü ?

Çıkmadık candan ümit kesilmez derler ama açıkçası ben bu defteri kapattım. Bakalım David Lee , Nate Robinson gibi isimler hususunda ne yapacak sayın Walsh.

Hill kalıyor



Merakla beklenen nihai karar verilmiş efendiler.

Grant Hill 2 yılı 6.2 milyon dolar karşılığı Suns'da kalmayı tercih ederek kontratın altına imzasını atmış.

Sebeplerini bilemiyorum tabi ancak neden Celtics'e gitmediğini hala anlayabilmiş değilim. Paşalar gibi kazanırlardı şampiyonluğu.

Hill'e bir yüzük şu Suns formasından daha çok yakışırdı giderayak. Sağlık olsun.

Kirilenko nerede ?


Merak etmeyin facebook'undan falan çalmadım. Keşke öyle olsaydı da şu adama '' Jazz'de kalıyor musun gidiyor musun , seni dergiye kapak yaptığımız günlere dönüyor musun yoksa böyle salla pati devam mı ? '' diye sorabilecek olsaydım :)

Sırada ne var ?


Blazers beklenen hamleyi yaptı ve Paul Millsap ile kontrat imzaladı. Jazz , 7 gün içerisinde kontratı karşılayamazsa Millsap yeni sezonda bir Blazer olarak parkelerde boy gösterecek.
4 yıllık anlaşmanın bedelinin 32 ila 36 milyon dolar arasında olduğu söyleniyor.
Mehmet OKUR'la sözleşme yenileyen ve şimdilik Boozer'ı herhangi bir şekilde elden çıkarma girişiminde bulunmayan Jazz'ın teklifi karşılayıp karşılamayacağı merak konusu oladursun , beni esas meraklandıran şey şayet Millsap'ın Blazers'a gelmesi durumunda Oden , Millsap , Aldridge ve Frye'den oluşan esas uzun dörtlüsü meydana gelmiş bulunacak olması. ( Back up uzunlar da cabası )
.
Zaten başka bir takımla anlaşması gündemde olan Frye bu durumda tam anlamıyla Abbas yolcu olur gibi.
Offseason'da süregelen rutine bir yenisi daha ekleneceğe benziyor.
Şayet Jazz teklifi karşılamaz da ( ki karşılamak istediklerine dair hiç bir şeyi ne duymuşum ne de okumuşum ... Ser verip sır vermiyor herifler ... ) Millsap'ı Blazers'a yar ederse önemli ölçüde kan kaybeder diye düşünüyorum. Mehmet'le sözleşme yenilemeleri güzel ancak Boozer'ın mevcut konumu ve geleceği hiç de güven telkin etmiyor.
Demem o ki dünkü NBA gündemi postumda değindiğim şekilde Tyrus Thomas'ı Jazz'e getirecek takas gerçekleşebilir.
Böylece Jazz hem Boozer'ı elden çıkararak önemli bir uzun hamlesi için cap space açabilir , hem de Millsap'ın gidişiyle kaybettiği kanı Thomas'la yeniden elde edebilir. Bulls uzun süredir planladığı uzun hamlesini yapmış bulunur , ayrıca topun ağzına gelip gelip duran Hinrich'i de PG arayışı bitmek bilmeyen Blazers'a göndermiş olur.
Karmaşık ama kafada şöyle bir toplayınca netleşiyor manzaralar.
Bakalım önümüzdeki günler neleri gösterecek.

10 Temmuz 2009 Cuma

Pargo yeniden NBA'de


Pargo tahmin edildiği üzere 1 yıllık aradan sonra yeniden NBA'e döndü.
Aynı Pargo yine tahmin ettiğimiz ve blogumuzda değindiğimiz üzere Chicago Bulls'la anlaştı. Bulls böylece yıldız oyun kurucusu Derrick Rose'u yedeklemiş bulundu.
Gözler Hinrich'te ve bavulunda...

NBA Gündemi - 10 Temmuz '09


- Hidayet'i Toronto'ya kaptıran Blazers yeni hamleler için aday kolluyor. Brandon Bass , Lamar Odom , Raymond Felton , Kirk Hinrich , Paul Millsap ... İlgilendikleri isimlerden sadece bir kaçı.


- Mehmet OKUR kontratını tamamlamayı yeğlediği takımı Utah Jazz'le olan sözleşmesini 2 yıl uzattı. Yeni kontratoya göre Memo 21 milyon doların altına imzasını attı.


- Öte yandan takımda kalmak istediğini beyan eden Carlos Boozer'ın akıbeti hala muamma. Bir taraftar sitesinde yapılan ankete göre Jazz taraftarlarının %72'si , takımda kalmak istediğini söyleyen Boozer'a güvenmiyor ve her 3 maçın 1'ini kaçırıp oynadığı maçlarda da savunma yapmayan bir de üstüne üstlük takımda kalmak istediğini söyleyen oyuncuyu takımda istemiyor.


- Bu bağlamda da Boozer'la ilgili söylentilerin ardı arkası kesilmiyor. Gündem bir diğer üçlü takasın ayak sesleriyle sallanıyor desem abartmış olmam. Senaryoya göre Boozer Bulls'un yolunu tutarken Kirk Hinrich Blazers'a , Tyrus Thomas da Jazz'e katılıyor. Şimdilik kağıt üzerinde gibi gözüken bu söylentiye karşı teori ise Bulls'un uzun hakkını Boozer'dan yana kullanmaktansa daha genç (25) bir uzun olan Bosh'un serbest kalmasını bekleyeceği şeklinde lanse ediliyor.


- Bulls oyuncusu Tyrus Thomas'ın facebook profilinde ve Twitter.com'daki blogundaki ifadelerinde : '' Deron Williams'la birlikte oynamak harika olur ! '' türünde cümlelerin yer alması da bu söylentilerin gerçeklik payını arttırıyor.


- Takım içinde bir kaynaktan alınan bilgiye göre Knicks Grant Hill'le anlaşamazsa ibreyi Andre Miller'a çevirecek. Ancak buna gerek kalmayacağa benziyor , keza Hill'in eşi Tamia New York'ta olmak istediğini eşine söylemiş , bu da Hill'i Knicks'e yaklaştıran etken olarak göze çarpıyor.


- Hill'e '' buraya gel , şuraya git '' diyen sadece eşi değil. Doc Rivers'ın ardından Ray Allen ve sırasıyla Paul Pierce ve Kevin Garnett de tecrübeli veteranı aramaya hazırlanıyor. Hatta Allen aramış bile. Keza Allen , verdiği demeçte '' Kendisiyle görüştüm , biz zaten iyi arkadaşız '' ifadelerini kullandı ve şöyle devam etti : '' Neye ihtiyacın var ? Boston'a gel , burada beraber olalım. Biz birlikte olmalıyız çünkü ben kendim için ne istiyorsam bir dostum olarak senin için de onu en az kendim için istediğim kadar arzuluyorum. Tabi hangi takıma gideceğin konusunda aklını karıştırmak istemiyorum , ancak birlikte başarılar kazanma umudu güzel bir şey. Sheed bu umuda tutunarak aramıza katıldı , umarım sen de bize katılırsın. ''



- Knicks'in ince planları arasında Jared Jeffries'i yeniden Wizards'a gönderip Mike James'i almak da var.


- Pistons'un Sheed'in ve McDyess'ın yerini doldurmasını planladığı uzun adayları Glen Davis ve Brandon Bass !



8 Temmuzun ardından ...





















Ne fırtınaydı ama ...