30 Mart 2011 Çarşamba

Posey'den savunma dersi


Captain Jack'in üçlük çizgisiyle bütünlüğü de dikkatlerden kaçmıyor :)

23 Mart 2011 Çarşamba

Where Amazing happened

NBA'in beni ve zannediyorum tüm izleyicileri dumura uğratan yeni reklam silsilesinden parçalar :

Stephen Curry


Steve Nash


Amare Stoudemire


Chris Paul

Montespachi Siena endüstri meslek lisesi


Aman yarabbi ... Euroleague ve Avrupa basketbolu bizim değil, kardeşimiz mali'nin işi. Ama bu öyle bir basketbol faciası ki, bir tenis blogunda bile değinseniz kimse '' ne oluyor ? '' demez.

Euroleague eşleşmelerinde hakem üçlüsünden birinin Recep Ankara'lı olduğu maçta Olympiakos, Montespachi Siena'ya öyle bir mağlubiyet tattırdı ki kelimeler kifayetsiz kalıyor. Kelimenin tam anlamıyla mars etmişler, Euroleague çıkıp dese ki iki galibiyet sayıyorum bunu, Olympiakos 2-0 önde dese zannediyorum buna Turgay Şeren bile tepki vermez.

Şu kadar söyleyeyim, maçın ilk yarısı 47-9 Olympiakos üstünlüğüyle bitti. Evet,25'te 1 iki sayılık , 1/7 üç sayılık, 4/8 serbest atış isabet yüzdeleriyle (?!?) yalnızca 9 sayı üretebildi Siena. Herhalde İtalya'nın güneyi San Marino'nun futbol takımından bir ilk 5 çıkarsanız 10 sayı atardı. Maç bittiğinde ise skor 89-41'di ve Siena 3/37 saha içi isabetle oynuyordu. Çember altından ise 1/25 !

İmkansız, imkansız neredeyse imkansız ... Zannediyorum dünya çapında bir rekordur. Tebrikler Siena.

Kobe mi ? Jordan mı ?




...

19 Mart 2011 Cumartesi

Lebron fitili ateşledi ( 17.000'e ulaşan en genç NBA oyuncusu )


Blogların yasaklanması , bir çoğu gibi beni de kısa bir süreliğine yazmaktan soğuttu , itiraf etmeliyim. Eğer beni keyifle okuyabilen birileri varsa , bu mola için kendilerine özürlerimi arz ediyorum.

Eğer fitili yeniden ateşlemekse mevzu , Bron dün gece yaptı bunu.

Dün gece NTV'den canlı yayınlanan Heat-Hawks maçı herşeyiyle çok keyifliydi , özellikle yayıncı kuruluşun kaliteli çalışması ve Kaan Kural & Murat Murathanoğlu ikilisinin zengin yorumlarıyla soluksuz izledik 48 dakikayı.

Ancak bu maçı şova dönüştüren başka bir adam vardı ; Lebron James.

Yalnızca 31 dakika sahada kaldığı maçı 21'de 16 toplam isabet ( 5/7 üçlük ) , 6/7 serbest atış isabetiyle 43 sayı 2 ribaund 3 assistle tamamladı. Yalnızca beş şut kaçırdı , ki o kaçan şutlar da 1-2 tanesi hariç enteresan bir biçimde Lebron için oldukça kolay şutlardı. Ne vakit jump shot'a kalktıysa , o vakit on ikiden vurdu hedefi. Murat Murathanoğlu'yla özdeşleşen ( ki kendisi de yaptı bu espriyi ) reklam misali , yok artık Lebron James dedirtti o jumpshot'larla.

Bir ara 7-8 hücum peşpeşe kimseye top vermeden kendisi şut kullandı , yani fazlasıyla bireysel oynadı ancak yine de böyle bir isabetle attığı sürece problem yok. Son çeyrek hiç oynamadı , bi 7-8 dakika da öyle sahada kalsaydı herhalde 55'i devirirdi ancak o zaman da Hawks'ın iri kıyım forvetlerinden dayak yeme riski oluşurdu. Keza üçüncü çeyrekte fark 30 sayı civarındayken dahi Bron şova devam ediyordu ve Hawks takımı da ufaktan gerilmeye başlamıştı. Ne yalan söyleyeyim ben olsam ben de aynı tepkiyi gösteririm.Kimse benim sahamda ben ve takımım üzerinden kopmuş bir maçı bireysel bir şova vuramaz. Ya da yok , kimse demeyeyim , Jordan ya da Kobe gelip buna teşebbüs etse neyse de , antipati toplamış bir Lebron'un kasıtla böyle bir şey yapmasına göz yummam , sanmıyorum ki kimse de göz yumsun.

Ancak Lebron dün gece öyle bir performans ortaya koydu , öyle isabetli attı ki 31 dakikada 21 şut kullanarak hedefine ulaştı. 17.000 sayı barajına en genç yaşta ulaşma rekorunu Kobe'nin elinden aldı.

Maç sonrasında yaptığı açıklamada şu kısım dikkate şayan :
“When my jump shot is on, there’s really nothing you can do about it defensively.”

Yani diyor ki ; '' Jump shot'larım girdiği sürece defansif anlamda gerçekten benim için yapabileceğiniz bir şey yok.''

İşte bu yüzden , bu adam ne yaparsa yapsın hiç bir zaman bir MJ olamayacak.

7 Mart 2011 Pazartesi

Doğuş Balbay'a büyük onur



NCAA'deki gururumuz Doğuş Balbay, NCAA Big 12 Konferansı'nda Yılın Savunmacısı seçildi. Doğuş Texas Longhorns tarihinde bu ödüle layık görülen ikinci oyuncu , ilki ise hayli tanıdık : LaMarcus Aldridge.

Çok farklı tipte ve kalibrede oyuncular olmalarına rağmen insanın aklı ister istemez Aldridge'in şimdiki konumuyla Doğuş'un gelecekteki konumununu kıyas etmeye kayıyor. Bilmiyorum belki de ben Doğuş'u çok sevdiğim içindir. Yüreği gibi iyi bir oyunculuk kariyeri olsun istiyorum. O da bu yolda doğru adımlarla hedefe doğru gidiyor. Maaşallah diyelim , nazarımız değmesin. Herhangi bir sakatlık yaşamadığı sürece daha çok göğsümüzü kabartacak inşaallah.

Blogun eski takipçileri bilir , Doğuş'la çok keyifli ve kapsamlı bir röportajımız olmuştu. Sırf o röportajda saymaya üşendirecek kadar çok soruya içtenlikle yanıt verebildiği için ayrı bir sempati duyuyorum Doğuş'a. Umarım daha güzel haberlerini de duyuracağız bu blogdan.

Yürüyedur genç adam...

5 Mart 2011 Cumartesi

Davulcu Kobe


Görüntü , milli gururumuz Türk Hava Yolları'nın Los Angeles'taki açılış galasından. THY'nin 13saat 45dakikayla en uzun uçuşu unvanını ele geçiren yeni uçuş rotası Los Angeles'a yapılan ilk seferin ardından düzenlenen galaya , THY'nin yeni reklam yüzü Kobe Bryant da katıldı. Kenan Doğulu'dan aldığı dersin ardından davulu tokmağı almış , gümbür gümbür de çalmış. Videosu henüz geçmedi elime , bulursam paylaşırım.

Kobe bu kampanya boyunca her fırsatta İstanbul'u çok merak ettiğini ve ilk fırsatta geleceğini dile getirip durdu. Sabırsızlıkla bekliyoruz , başımızın üstünde yeri var. Offseason ramazana denk geliyor , mani bile öğretiriz , buyursun :)


Edit : Buyrun videosu , son 30 saniyede görülebilir :