25 Kasım 2008 Salı
Clooney & Morrison
Sepet-topu
24 Kasım 2008 Pazartesi
Efsaneler ölmez !
Forumdaki profilim belki dikkatinizi çekmiştir. Avatarlarım daima içinde bir mesaj barındırır. Beni ya da içimdeki herhangi bir duyguyu ya da düşünceyi temsil eden bir simge olmuşlardır hep. O günlerde favorim neyse ; avatarım da odur.
Son bir kaç gündür avatarımda Vince Carter var. Daha doğrusu New Jersey - Toronto Raptors maçının son saniyesinden beri.
Bizim gençliğimiz onunla , onun hayalleriyle geçti. Bir kuşak öncemiz Jordan fırtınasıyla savrulurken , biz daha MJ'in gazabından kurtulamadan Vince Carter'a tutulmuştuk. 1999-2000 sezonlarında , Raptors formasıyla. Slam Dunk'ı kazandığı zamanlar.
O günlerden bugüne dek parkede daha ne mucizelerini gördük şu herifin.
Lakin bu sezon VC ve Nets için pek de parlak geçeceğe benzemiyor.
Geçenlerde şöyle düşünmeye başladım ; '' Yahu biz T-Mac'lerle , Carter'larla , Francis'lerle , Nash'li Nowitzki'li Finley'li Dallas'larla büyüdük. Şimdi bakıyorum 87,88 doğumlu adamlar NBA'i kasıp kavuruyor. Nesil değiştikçe eskiler de bir bir eriyip gidiyorlar. Carter , T-Mac kuzenler eski günleri aratıyor. Sanırım devirleri gibi kendileri de bittiler ... ''
Yanılmışım !
Carter 30'u devirmiş haliyle öyle bir şey yaptı ki , resmen '' Ben hala bitmedim , bitmeye de niyetim yok !!! '' dedi.
Buyrun izleyin , 1 saniyeden çok az daha fazla bir sürede bir adam nasıl baskete gider görün.
Ben yanarım yanarım , o maçın oynandığı geceye yanarım. Baktım ki maç uzadı , uzatmanın bitimine de var 2.7 saniye. Maç molada. Kendi kendime dedim ki şu maçı açıp izlesem mi , son saniyede belki VC bir mucize yapar?
'' Yok canım ne gerek ben açana kadar biter zaten '' deyip geçiştirdim. O ana canlı tanık olamadım.
Keşke olsaydım , bir an için lise yıllarıma deja vu olurdu , iyi hissederdim :)
Neler oluyor bize ?
21 Kasım 2008 Cuma
Ne var ne yok ?
Tabi bu sürede aklımdan bir şeyler geçmedi değil.
Blog ; kişinin kendisiyle , yahut hakim olduğu konuyla ilgili düşüncelerini ve duygularını dile getirdiği bir sayfa olarak tanımlanıyor.
Lakin bizler , sportif medyada kalem oynatan kimseler olarak her defasında aynı hataya düşüyoruz.
Blogumuzu , dergimizi , websitemizi veya forumumuzu ... Günübirlik güncellenmesi gereken , sürekli güncel bir kaynak niteliği taşıma zorunluluğu bulunan bir şeymiş gibi düşünüyor ve ona göre hareket ediyoruz.
Ne tuhaf ; her türlü şeyle ilgili bilimum mecmua ve internet üzerinde yer alan blog türevi kaynak ( dünyada 6 milyon adet blog var diye biliyorum , hatta sadece spor yazıları üzerine 6 milyondu sanırım ! ) sırf bu sevda uğruna köreliyor ; boşa kürek çekip yavanlaşıyor.
Kayıplarımızın haddi hesabı yok ; yeniden uzun uzadıya anlatmayayım şimdi.
Herhangi bir beklentimiz olmasa bile , arz-talep dengesi burada da geçerli olsa gerek.
Bunu bir eleştiri gibi de algılayabilirsiniz , kimse darılıp kırılmasın , söylemek durumundayım. Keza enteresan bir tespit :)
Bir NBA maçına yönelik yazdığım tek bir tahmine gelen talep , belki de gerek dergi için , gerek site için , gerekse de blog için yazdığım ve kendimce çok vahim ve başarılı bulduğum bir yazıdan kat kat daha fazla okunuyor :)
Tuhaf ama gerçek.
Talep böyle.
Neyse ; blogumun konseptini '' İçimi dökeceğim , kendi imzamla kendi borumu öttüreceğim çöplüğüm '' olarak tanımlamış biri olarak içim rahat.
Bu boş geyiği bir kenara bırakalım da , NBA'de neler oluyor bitiyor şöyle bir gözden geçirelim. Kendimce tesbitlerimi '' sohbet tadında '' yazıyorum :)
Efendim bu gece duyduk ki Zach Randolph ve Jamal Crawford Knicks'ten sepetlenmişler. Crawford Al Harrington karşılığında Warriors'un yolunu tutmuş. Harrington'un ayrılacağı zaten belliydi , bu açıdan Warriors karşılığında eli yüzü düzgün kimi alsa kardı. Ya peki Knicks'e ne demeli ?
Rebuilding şart demiştik , sezona iyi de başladılar. Atılan adımların bir çoğu pozitif. Lakin ; rebuilding yapıp temiz bir Knicks kurmayı planlarken Harrington'u almak niye ?
Randolph'ün de Clippers'a takas olacağı konuşuluyor. Kaman - Camby - Randolph. Bakalım Zach efendi Kaman - Camby ikilisinin arkasında yedek bekleyince iflah olacak mı?
NBA'de sezonu ve takımları çabuk kavradık desem yeridir. Değişen ve gelişen kimlikler var ve yıllar yılı müdavimi olduğumuz lig tüm gidişatıyla bizi büyülemeye devam ediyor.
Suns'da bariz bir değişiklik var. Geçen sene run & gun'la ligde fırtınalar estiren Suns artık savunmayı hücumdan daha önplanda tutan , yerleşik bir takım haline geldi. Arka alanda Nash-Diaw-Bell-Barbosa-Hill gibi silahlar hala var , ön alanda ise Amare ve Shaq fırtınaları esiyor. Lakin Suns hala istediği düzeni oturtabilmiş değil. Biraz oradan biraz buradan devam ediyorlar. Batıda işleri zor , Nash seneye bu zamanlar şampiyonluk umudundan vazgeçip emekliliğinde ne yapacağını düşünmeye başlayabilir.
Değişiklik demişken... Pistons da dibe doğru sürükleniyor denirken lige 4-0'lık muazzam bir giriş yaptı ve bu gidişatı Iverson takasıyla şahlandırdı. Blogumu takip eden biriyseniz , AI takasıyla ilgili ilk etapta duygusal bir tavırla nasıl bir tepki verdiğimi hatırlarsınız herhalde :)
Ancak bu takas, güzel takas. Uzun zamandır ilk defa her iki tarafa da bu denli yarayan , her iki tarafın da kazandığı bir takas görüyorum.
Iverson Pistons'un hücum sistemine kolay uyum sağladı ve hücum sirkülasyonuna katılması gereken tempoyla katılmayı başardı. SAvunma performansını ilerleyen zaman gösterecek , keza Pistons'ın şu anda kemerleri o kadar da sıktığı söylenemez.
Play-off'larda gerçek yüzlerini göreceğiz muhtemelen. Şu an yorum yapmak öyle zor ki ... Adamlar gidip Lakers'ın 7-0'lık serisini Staples Center'da farklı bozdular , ancak Celtics'e 2 defa farklı kaybettiler.
Celtics'i yenemedikleri sürece her şey hayal , bunu onlar da çok iyi biliyorlar.
Nuggets cephesinde ise yine beni şaşırtan gelişmeler var. Billups takıma ilaç gibi geldi. Hücum dümenini eline aldı ve tüm tecrübesiyle takıma hükmetmeye başladı. Billups'ın getirdiği ve ağırlaştırılmış tempo , dizginin sözlük anlamını unutmuş Nuggets'a kontrolü yeniden geri getirdi. Şimdi biraz olsun savunmayı düşünmeye başladılar. Bu olumlu gelişme ; lakin onlar batı konferansında mücadele ediyorlar. Şansına küs Karl.
Sezonun en büyük hayalkırıklıklarından biri Rockets. En büyük sıkıntılar çözüldü , şampiyonluk yakın dedik ama manzara hiç de öyle gözükmüyor. Rockets maça tutunmakta inanılmaz güçlük çekiyor. Yıldızlarını ve bench desteğini pek kullanamıyor. Savunma istikrarsız , hala birilerinin çözemediği ve hatta göremediği bir kargaşa var takımda. Oyuna tutunamayan bir takımın play-off hayalleri kurması adı üzerinde olduğu gibi hayalcilik.
Hayal kırıklığı demişken... Bunun en kralı Sixers şu anda. Muazzam bir kadro , kapatılan gedikler ancak fiyasko ...
Brand'in kendinden haberi yok , değil Clippers günlerini anımsatmak , acaba vasat bir uzun alsak durum farklı olur muydu ki diye sordurtuyor Sixerslılara. Eminim o da çemberden bol bol uzak kaldığı bu takımda kendi kendine soruyordur acaba Warriors'a gitsem daha mı iyiydi diye ...
Enteresandır ki ligin en iyi maestrolarından biri olarak bilinen Miller takımı yönetmek , saha içinde organize etmek varken şut kullanmayı , insiyatifle skor üretmeyi deniyor.
Hücumda bariz bir kopukluk var. Bu sebepten ötürü onlar da maça tutunamıyorlar. Daha çok sürpriz görürüz.
Bir diğer fiyasko da Clippers. Hoş son bir kaç günde toparlandılar ancak sezona berbat bir giriş yaptılar.
Baron Davis , Marcus Camby , Eric Gordon gibi oyuncular halihazırda Chris Kaman , Cuttino Mobley , Al Thornton gibi oyuncuları barındıran Clippers kadrosuna eklendiğinde biraz daha ümitlenmiştik bu takım için. Hatta yılın sürprizi gibi öngörüler vardı. Ancak Clippers ilk 2 hafta itibarıyle bu öngörüleri boşa çıkardı. Tamam kimse onlardan batıda play-off gibi bir başarı beklemiyor ancak bu kadarını da beklemiyor. Toparlanma var bu aralar , bakalım ucu nereye varacak.
Bir diğer hayalkırıklığı Salt Lake City'den geldi. Jazz bir bütün olarak muhteşem bir takım ancak bir bütün olarak kalamadılar bir türlü. Sürekli sakatlıklar bir türlü tam kadro sahaya çıkamamalar falan. Jazz'in eksik gedik oynadığı maçlar , kendileri hakkında bir izlenim edinmemize engel oldu.
Spurs faciasına hiç değinmiyorum bile. Parker ve Manu dönsün bakalım neler oluyor o vakit göreceğiz. Rotasyon kuvvetli gibi görünüyor ; bu umut verici. Aslında Manu ve Parker'ın yokluğu da bir manada iyi oldu. Her işte bir hayır var işte. Rotasyondaki yedekler , zor anlarda takıma ne kadar katkı yapabileceklerini gösterme fırsatı buldular. Roger Mason mı ? Kaldığı yerden devam ...
Roger Mason demişken ... Bu da sürpriz mi ? Anthony Morrow diye bir adam çıktı piyasaya ; eminim bir çoğunuz hatta çoğumuz tanımıyordur. ESPN'de bir kaç gün öncesine kadar resmi bile yoktu bu adamın. Ta ki Clippers maçında 37 sayı 11 ribaund , bir sonraki maçta da 25 sayı 4 ribaund yapana kadar. Morrow Warriors'un dar rotasyonunda baharda açan bir çiçek gibi yeşeriverdi ve fantasy game'lerin sürpriz kahramanı oldu. Bir ara düşündüm ; acaba yeni bir Redd ya da Arenas vakası mı yaşıyoruz diye , Morrow çaylak , biliyorsunuz.
Her neyse ; ilk 2-3 haftalık periyod itibarıyle ligin en zayıf halkaları olarak Oklahoma City Thunder ve Washington Wizards görünüyor. Wizards'ı biz , Arenas'sız aylarca izledik. Böyle değillerdi. Şahsen coaching'ini çok beğendiğim Eddie Jordan bu yıl istediğini takıma uygulatamıyor. Orada neler oluyor bilemiyorum ama belli ki Wizards cephesi de Jordan'a artık pek de güvenmiyor. Gitmesini isteyenler falan çıktı piyasaya ; hayırdır inşaallah.
Raptors doğu'da zirveye yükselirken Cleveland gücünden pek de bir şey kaybetmemişe benziyor. Öte yandan Florida tayfasında düşüş var. Heat ve Magic istedikleri düzeyde değil hala. Heat'i Wade - Beasley - Marion'dan ibaret bir takım olarak izleyeceğiz sanırım bu yıl.
Magic de Howard'a dua etsin. O garibimin işi de zor , en büyük back-up'ı Tony Battie adamın ! Bu Otis Smith daha ne duruyor acaba McDyess'i almak için ?
Neyse almasın , Pistons'a dönsün McDyess. Ona çok ihtiyacı var Pistons'ın. Olur da bir diğer ihtimal gerçekleşir, McDyess Boston'a giderse de Pistons beyaz bayrağı sallasın hocam. Celtics zaten çok güçlü ve agresif olduğu boyalı alanda ezip geçer en yakın rakibi Pistons'ı.
Her neyse. Bazı gidişatlar bizi şaşkınlığa ve umutsuzluğa sürüklese de ; henüz herşey için çok erken olduğunu hatırlamakta fayda var. Eminim ki Spurs , Rockets , Mavericks , Wizards gibi takımlar bir kaç ay sonra şimdikinden farklı bir durumda olacaklar.
Keyfini çıkarmaya devam.
Hoşçakalın.
13 Kasım 2008 Perşembe
Mevzu çıktı
Geçtiğimiz gece oynanan Suns - Rockets maçında bir kaç pozisyon sonrası gerilen sinirler T-Mac'in boş bir üçlük attığı pozisyonda patlak verdi ve saha içinde kısa süreli bir gerginlik yaşandı.
T-Mac'i savunmada karşılayan Barnes , muhtemelen daha önceden atıştığı Alston'la '' perdeleme '' kisvesiyle itişti. Arada boş kalan T-Mac üçlüğü atınca da bir anda ipler koptu ve Barnes - Alston ikilisi burun buruna geldi. Olaya müdahil olan T-Mac o anda olay yerine intikal eden ve daha önceden de az biraz itip kakarak canını yaktığı Nashii yere doğru itti.
Mevzuya Baba noktayı koydu. 36'lık Dev Shaquille O'Neal suçlu masum demeden yakıp yıktı :D Önce T-Mac'i yere çarpan Shaq olayla alakası bulunmayan Yao Ming'i bile ( garibim hiç de ses etmedi :) ) yere serdi :)
Kavga sonrası sinirler iyice bozulurken mevzunun çıkış noktası olarak ilan edilen Barnes ve Alston oyundan ihraç edildi.
Oy oy oy oy ...
http://www.tnt.tv/sports/nba/overtime09_live/
Arkadaşlar ilgili link , TNT kalitesiyle her gece 2 maçı canlı veriyormuş. Gayet şık , kaliteli ve net.
Justin'lerden moguluslardan sonra ilaç gibi valla ...
Afiyet olsun ;)
10 Kasım 2008 Pazartesi
NBA Canlı Yayın Linkleri - 10 Kasım
Panzer ezdi geçti :)
7 Kasım 2008 Cuma
NBA 7 Kasım Maçları - Canlı yayın linkleri
Tvants'le maç izlemek için , öncelikle tvants'in küçük kurulum dosyasını indirip bilgisayarınıza kurmanız gerekiyor.
- MAÇLAR -
7:00 PM / 23:00 GMT / 01:00 CET NY Knicks at Washington P2P Links & Channel 3
7:00 PM / 23:00 GMT / 01:00 CET New Orleans at Charlotte
7:30 PM / 23:30 GMT / 01:30 CET Toronto at Atlanta
7:30 PM / 23:30 GMT / 01:30 CET Milwaukee at Boston
7:30 PM / 23:30 GMT / 01:30 CET Indiana at Cleveland
7:30 PM / 23:30 GMT / 01:30 CET Detroit at New Jersey P2P Links & Channel 1
8:00 PM / 00:00 GMT / 02:00 CET Miami at San Antonio* P2P Links & Channel 2 & 420TV, 141k
8:30 PM / 00:30 GMT / 02:30 CET Phoenix at Chicago
9:00 PM / 01:00 GMT / 03:00 CET Oklahoma City at Utah
10:00 PM / 02:00 GMT / 04:00 CET Minnesota at Sacramento
10:30 PM / 02:30 GMT / 04:30 CET Dallas at Denver* P2P Links & Channel 1 & vp20 & 420TV, 141k
10:30 PM / 02:30 GMT / 04:30 CET Memphis at Golden State
10:30 PM / 02:30 GMT / 04:30 CET Houston at LA Clippers P2P Links & Channel 2
Sadece izleyin
İşte bu yüzden seviyorum bu oyunu ...
Söyleyecek çok şey var , ancak kelimelere , bloglara , dergilere sığmaz.
Sadece izleyin.
Her yıldızın olduğu gibi , Roy'un da artık bir unutulmaz'ı var.
Tıpkı T-Mac'in 35 saniyede 13 sayı üretmesi gibi ...
6 Kasım 2008 Perşembe
Hawks geçit vermiyor
Detroit'in ölüsü yetiyor
Parker mucizesi !
5 Kasım 2008 Çarşamba
NBA'den Obama'ya destek
Bir Teksas klasiği
Yakışmış ...
Lopez , Lopez'e karşı
4 Kasım 2008 Salı
NBA 4 Kasım - Canlı yayın linkleri
NBA'de gecenin programı - 4 Kasım
- Sakatlar hakkında geniş bilgi için;
- Sakatların genel durumu ve özet listesi için;
Pistons Hamilton'la kontrat tazeledi
NBA'de haftanın oyuncuları
Abisinin izinden ...
3 Kasım 2008 Pazartesi
Oldu bu iş
Korkunç bir senaryo !
Ortalıkta çok ciddi , bir o kadar da korkutucu bir takas senaryosu dolaşmaya başladı.
Söylentiye göre Denver Nuggets , daha önceden çok isteyip de alamadığı Chauncey Billups ve Antonio McDyess için Detroit Pistons'a Allen Iverson'u teklif etmiş.
Pistons cephesinden pozitif cevap gelmesi durumunda ( ki şu an sıcak bakıyorlarmış ) takas gerçekleşecek.
Şahsen bir Pistonssever olarak hiç kafama yatmıyor bu senaryo.
Savunma merkezli disipline dayalı bir takıma Iverson gibi bir savunma ve disiplin düşmanını getirip , karşılığında takımın belkemiği olmuş Billups'ı ve adam akıllı bir kaç uzundan biri olan McDyess'ı gönderiyorsunuz.
Savunma düzeni alt üst olur AI sayesinde !
Ayrıca Hamilton - Prince ikilisiyle ego çatışmasına düşerler maazallah.
Daha da korkuncu , Pistons'ın ümit veren gençleri Iverson'un gelişiyle rotasyondan soğurlar.
Neyse şimdilik fazla uzatmayayım , Allah muhafaza gerçekleşirse bu takas , o vakit konuşuruz.
| NBA 3 Kasım | Kings @ Sixers |
Önsöz :
İlk beşler :
Sacramento Kings
Philadelphia Sixers
Yorum :
Sixers ilk maçında Raptors'a 84-95 yenildi , ikinci maçta Knicks'i 116-87'yle geçtiler ve son maçta da Hawks'a 95-88 kaybettiler.
Yani üç maçta 288 sayı ürettiler , Maç başına 96 sayı civarı ...
Ayrıca bu 3 maçta 277 sayı yediler , Maç başına 92 civarı ...
Öte yandan Kings de ilk maçlarında Wolves'a 96-98 , Heat'e 103-77 , ve Magic'e de 121-103 yenildi.
3 maçta 276 sayı ürettiler , maç başına 92 civarı ...
Ayrıca yine 3 maçta 322 sayı yediler , maç başına 107 civarı...
İstatistiklerden de gözüktüğü üzere , Kings Miller'ın da yokluğunda hücumda bir hayli zorlanıyor.
77 sayı ürettikleri Heat maçının ilk 3 çeyreğinde sadece 47 sayı üretebilmişlerdi. Son periyottaki 30 sayıya dua etsinler !
Bu gece onlar için zor bir maç olacak. Keza pota altı Moore'a ve NBA'de çok çok yeni sayılabilecek bir isme , Hawes'a kalıyor. Rakip ise bu alanı Dalembert , Evans ve Brand'le domine edip çok iyi savunan bir takım. Kings yine Kevin Martin'in eline bakacak gibi gözüküyor.
Sixers'ın da tam anlamıyla hücum dengesini oturtamadığı gözüküyor. İkinci maçı Run & Gun'a dönen Knicks'le değil de başka bir takımla oynasalardı hücum ortalamaları şimdi 96'nın çok daha altındaydı.
Kings'in savunmasına güvenememekle beraber yine de bu maçtan 199 sayı çıkmayacağına inanıyorum. Bunun için periyot başına 50 sayı üretilmesi gerekiyor ki , Kings tek başına bu skoru Heat gibi bir takıma karşı bile 3 periyotta üretememişti.
101-88 gibi bir skorla Sixers'ın kazanacağını düşünüyorum. Over olsa bile Kings'İn savunmada çözülmesinden olur , Sixers'dan 110 yerlerse elbette ki yatarız. Ancak ben under ihtimalini daha kuvvetli görüyorum. Tek bir periyotta tekleseler yeter.
Pick : Under 198
| NBA 3 Kasım | Bulls @ Magic |
Önsöz :
Sezon başları bir tuhaf olur NBA'de. Bir şeyleri kestirmek çok güçtür. Daha zoru , içinizdeki mevcut tabuları yıkıp resetlediğiniz istatistiklerden yoksun bir zihinle , duru bir şekilde öngörüde bulunmaktır. Buna en bariz örnek 2006'da şampiyon olan Miami Heat'in 2007 ve 2008 sezonlarında dökülmesidir. Bu sezonların başlangıcında '' şampiyon '' olarak hatırladığımız Heat'i her maçta favori görüp aldanmamız işte bu yanılsamalardan bir tanesiydi.
Şimdi geldi aklıma , geçen yıl sezon başlarında Mavericks'e Hawks karşısında -6 açmışlardı da , telefonlara sarılmıştım aman arkadaşlar kaçırmayın diye. Tabi biz Hawks'ı bir önceki yılın sezon sonundaki haliyle hatırlıyorduk , çıkışa geçip play-off'lara kadar giden Haliyle değil Hawks o maçı kazanmıştı.
İşte bu yüzden , şu maçı kestirmek bir hayli zor.
Ancak geride kalan maçlarla birlikte bir şeyler de az çok netleşmiş durumda.
Magic ihtişamlı bir sezon açılış töreni yaptığı maçta Hawks 99-95 kaybetti. Bir sonraki maçta da Grizzlies'a deplasmanda Gay'in son saniye basketiyle 86-84 kaybettiler. Tam herkes '' ne oluyor yahu ? '' derken iç sahada gelen 121-103'lük Kings galibiyetiyle Magic nihayet sezona merhaba diyebildi.
Öte yandan 7 sayılık handikapla underdog gösterilen Bulls ise sezona iyi bir başlangıç yaptı. İlk maçta Bucks gibi bir takımı 108-95'le rahat geçtiler. İkinci maçta şampiyonluğun en güçlü favorisi Boston'a 96-80 kaybettiler ve son maçta da Magic'i yenen o Grizzlies'i 96-86'yla geçtiler.
İşte bu bilgilerin ışığı , bu gece sahadaki manzarayı kestirmemiz kolaylaştırıyor diyebilirim.
Ancak doğru pick için biraz daha derine inmek gerek.
İlk beşler :
Chicago Bulls :
PG : Thabo Sefalosha
SG : Derrick Rose
SF : Luol Deng
PF : Drew Gooden
C : Tyrus Thomas
Orlando Magic :
PG : Jameer Nelson
SG :Hedo Turkoglu
SF : Mickael Pietrus
PF : Rashard Lewis
C : Dwight Howard
İstatistikler :
- Sayı/Maç +
- Atış % +
+ S.Atış % -
+ Savunma -
+ Ribaundlar -
- Top kaybı +
+ Bench -
Yorum :
Bulls formuyla daha ağır basıyor. Öte yandan pota altında Magic'ten çok daha çevik ve diri kalacakları aşikar. Keza Thomas , Noah , Gooden gibi isimler Bulls'u , Battie ve Howard'ın sırtladığı Magic boyalı alanından daha sıkı kılıyor. Zaten ribaundlarda da Bulls'un üstünlüğü istatistiklerde gözüküyor.
Bulls uzunlarının genç , iri , dinamik ve agresif tutumu , zaman zaman Battie'den aldığı destek dışında bu alanda yalnız kalan Howard'ı zor durumda bırakabilir. Zor durumdan kasıt faül problemi de olabilir. Israrla içeriyi zorlayan , delici bir kimlik peşindeki Bulls Magic'i bu alanda daraltabilir diye düşünüyorum.
Öte yandan her iki takımın da arka alanı bir hayli zengin gözüküyor. Hinrich'i Rose'la takviye eden Bulls oyun kurucu avantajını en iyi şekilde kullanadursun , kontratı kapan Deng ve henüz kapamayan Gordon arka alanda canla başla mücadele edip iyi işler çıkarıyorlar. Nocioni ve Hughes'la beraber Bulls ekmeğini büyük ölçüde bu rotasyondan çıkarıyor.
Kafa kafaya karşılaştırma yapıldığında ortaya çıkan manzara şu :
* Bulls uzunlarıyla savunuyor , kısalarıyla atıyor.
* Magic ise nispeten daha orta noktaya yakın bir skor dengesine sahip ancak yine de takımın bir numaralı ismi Dwight Howard.
Bu anekdot Bulls pickini cazip kılıyor. Bulls pota altında Howard'ı sıkıştırıp hücumda da delici özelliğiyle onu biraz olsun faüle zorlamayı başarabilirse kafa kafaya bir maç oynayabilir ve nihayetinde gülen taraf olabilir. Hughes'ün yokluğunda arka alanı Gordon'la harikulade takviye edebilirler. İç saha avantajıyla maç Magic'e yakın gibi de dursa , 8 farklık bir galibiyet şu şartlarda zor gözüküyor. Bulls'un kazanma ihtimalini ve maç istatistiklerini göz önünde bulundurarak +7'lik handikapı öneriyorum.
Korktuğum tek şey , Magic'in kazanırsa farklı kazanacağı ihtimali. Keza sezon başlarında maç son anlarda koptuktan sonra rakip takım fazla da diretmiyor , salıveriyor malumunuz. Taktik faüllerle falan ucu ucuna kaçırabiliriz pick'i , buna rağmen taktik faüle kadar gelecekse maç , zaten handikap dahilinde biter diyerek noktayı koyuyorum.
Pick : Bulls +7
Stake : 7.50
Milwaukee Bucks 94 - 86 New York Knicks
2 Kasım 2008 Pazar
Gitti gelmez
Milwaukee Bucks @ New York Knicks canlı yayın
http://www.veetle.com/viewChannel.php?cid=488fda44651b0
İlgili linkten veetle programını download edip kurun. Daha sonra sayfayı yenileyin , izleyin ;)
Bynum kalıyor
1000 kere maaşallah ...
NBA'in en hırslı , en ateşli oyuncusu Kevin Garnett , geçtiğimiz gece oynanan Chicago Bulls maçıyla birlikte NBA'deki 1000. maçına çıktı. KG NBA'de bunu başaran en genç oyuncu unvanını elde etti.
Hoş bir tesadüf , geçenlerde pek ummadığım bir zamanda ve mekanda NBA TV'de yayınlanan bir maça rastgeldim. 1995 yılında oynanan bir Timberwolves maçıydı.
Kevin Garnett'ın NBA'e adımını attığı ilk maçmış , köşede '' Garnett's debut '' şeklinde belirtilmişti.
O uzun , ince çocuk gene canını dişine takmış oradan oraya koşturuyordu.
Hala da devam ediyor ...
Seviyorum seni KG , keşke hala 21 giyiyor olsaydın ;)
Ooo gelenlere bakın
2 günlük yoğun iş maratonundan sonra nihayet eve dönüp '' ne var ne yok '' diye şöyle bir bakayım dedim. Enteresan haberler var.
Anıl'ın salsabasket blogunu okurken '' Traktör geliyor '' gibisinden birşeyler okudum. '' Yok canım değildir '' falan demeye kalmadı ki yanılmadığımı gördüm. Evet , en son olarak Cleveland formasıyla NBA'de gördüğümüz , daha sonra da İspanya ikinci liginde kariyerine devam ettiğini öğrendiğimiz Traktör lakaplı Robert Traylor TBL takımlarından Kepez Belediyesiyle anlaşmış.
Bilenler bilir Traylor'u , bilmeyenler için de şu iki anekdota değinsek yeterlidir :
- 1998 Yılında 6. sıradan Dallas Mavericks tarafından Draft edildi. Dirk Nowitzki karşılığında Milwaukee Bucks'a gönderildi aynı dönemde :)
- 2.03 boyunda , bildiğim en son ağırlığı 130 kilo civarlarında.
Hoşgeldin traktör , seni çıplak gözle izlemek keyifli olacak ;)
Gel gelelim '' yok artık '' dedirten ikinci habere.
Zamanında Tekelspor'un iç sahası olan ( Ümraniye Haldun Alagaş Spor kompleksi ) civarlarında ikamet etmemiz sebebiyle Anıl'la (www.salsabasket.net) hiç bir Tekel maçını kaçırmazdık. Tekel tuttuğumuz takım gibi olmuştu TBL'de.
İşte o Tekel, son sezonlarından birinde aylarca yabancısız oynayıp '' kesin düşecek '' denilecek seviyeye gelmiş , sonraları son bir hamleyle takıma bir hareketlilik kazandırmak üzere yabancı oyuncu transferleri yapmıştı.İşte bu transferlerinden biriydi James Butler. Onu ilk kez koridorda gördüğümde şaşırıp kalmıştım keza irilikten öte şişman ve yağlıydı. Sonraları fit oldu orası ayrı :)
Enteresandı , onca fiziksel dezavantajına rağmen inanılmaz mücadele ediyordu. Tabi dibe vurup yükselişe geçmiş , artık bizim takımımız gibi olmuş diyebileceğimiz bir takımın ve oyuncularının bu mücadelesi de bizi epey heyecanlandırıyordu. Hele bir Darüşşafaka maçı var ki sormayın :)
Butler'ın en dikkat çeken yönü dev gibi cüssesine rağmen inanılmaz yumuşak bir bileğe sahip olmasıydı. Hala şaşırırım koskoca kollardan şak diye düşen o bileğe. Anıl belirtmiş , ben de tekrarlayayım ; Bu yıl TBL'de onu izlerken bu ayrıntıya dikkat edin , bana hak vereceksiniz.
Maziye dalmışken esas ayrıntıyı unuttuk tabi. Butler BJK Cola Turka'yla anlaşmış. Giden Stojanovic'in yerine İspanya beşinci liginde mücadele eden Butler'ı getirmişiz. Şaştım kaldım vallahi. Neler göreceğiz bakalım.
Her iki isim de lige büyük renk katacak ama , bundan eminim ;)