9 Ocak 2010 Cumartesi

Rise and Fall





Efsane parça ...

Der ki :

''
Sometimes in life you feel the fight is over
And it seem as though the writings on the wall
Superstar you finally made it
But once your picture becomes tainted
It's what they call
The rise and fall
''



Korkarım NBA'in efsaneleşen isimlerinden Arenas'ın tozpembe rüyası bugünlerde sona eriyor.

Bir önceki postta bahsettiğimiz olay itibarıyle Arenas muhtemelen bu yıl bütün sezon oynamayacak.

Gelecek sezonlar da muamma. Vaktıyle Ron Artest'e verilen cezayı biliyorsunuzdur.

NBA muhtemelen sıkı yönetim politikasını tüm dünyaya ıspat edip tüm NBA'e gözdağı vermek ve '' Affım yok '' mesajını çatır çatır iletebilmek için Arenas falan dinlemeyip hakikaten caydırıcı nitelikte bir ceza kesecektir Agent Zero'ya.


Hikayesini biliyorsunuzdur ; bilmeyenler için kısaca özet geçeyim : 2001 yılında Golden State tarafından ikinci tur 32.sıradan draft edildi. Sıfır numarayı seçmesinin sebebi de budur , o NBA'e geldiğinde herkes ondan hiç bir şey olmayacağını , sıfıra sıfır elde var sıfır bir oyuncu olarak kaybolup gideceğini düşünüyordu. Ancak Gil , tüm bu düşünceleri yanıltacak bir performansla git gide yükseldi . Yılın çaylağı oldu , Sophomores - Rookies maçında döktürdü , daha NBA'deki ikinci senesinde M.I.P ( En çok gelişme gösteren oyuncu ) seçildi falan filan ... Sonrası malum işte , Wizards'la okkalı bir kontrat , All-Star'lık , süperstarlık ...


Ancak Arenas'ı benim ve tahmin ediyorum bir çok basketbolseverin gözünde efsanevi kılan özelliği kararlılığı ve basketbola olan mental bakış açısıydı. Hani şu badireyle yüzleşip sekteye uğramaksızın başarıyla kariyerini sürdürüp noktalandırabilseydi ( ki bu noktada derin bir ahh çekmemek elde değil ... ) kitabı basılacak , heykeli dikilecek bir adam olurdu. En azından benim için ölümsüz bir kahraman olurdu öyle söyleyeyim.


Basketbola fazlasıyla takık bir adam , evinde bile top sektiren , herkesten önce idmana gelip herkesten sonra salonu terk eden bir adam ( ki bu yüzden ona salon faresi diye lakap dahi takmışlardı. İşte bu noktada da memlekette bir tane bile kalmayan basketbol dergilerini aramamak , bu yüzden ah çekmemek elde değil ! Eskiden oradan okurduk bir oyuncunun hayatını , bilinmeyenlerini. Bloglarda her şey çok sığ ... ) , gece yarısı salon açtırıp şut çalışan , bütün yaz bilmem kaç bin tane üçlük isabeti bulacağını iddia edip başaran bir adam ...


Ki bu konuda da şu videoyu izlemeniz önerilir , hala izlemeyeniniz varsa tabi. DeShawn Stevenson'la girdikleri bir iddia ...












Her türlü imkansızlığın içerisinde , kimsenin ona inanmadığı bir dünyaya adını kazıyan bir adam. En basitinden , yeni jenerasyon için daha anlaşılır olabilmesi açısından şöyle söyleyeyim ; 1-2 sezon öncesine kadar Wizards gibi bir takımın lideri olarak Cavaliers'ın Lebron James'ine kafa tutan bir adam ...


Odamdaki dolabımda kocaman bir posteri olan adam...


Sonu gelmiş , ölmüş gitmiş ya da bir şekilde bitmiş gibi bu postu atmayı istemezdim , ama korkarım bu mevzu Arenas'ın T-Mac misali söndürebilir.

En azından bu sezon yok. Ayrıca onu kapak isim kılan , süperstar yapan , cebine zilyonları doldurtan kontratlar da bir bir iptal olacak , bu açıdan da Arenas adına üzülüyorum şahsen.

Keşke diyor insan hayatta bazen ; gerek kendi için , gerek başkaları için ...

Keşke hiç olmasaydı da , herşey normal seyrinde olduğu gibi yerli yerince devam etseydi.


Allah Arenas'ın yardımcısı olsun , olur da bu herif bu badireyi de atlatır , bunun da üstesinden basketbol aşkıyla gelip bir gün yeniden Lebron James'e kan kusturursa , işte o vakit söz veriyorum kimse dikmezse de ben kendi cebimden kocaman bir Arenas heykeli diktirteceğim !


Ayrıca o gün atacağım postta Craig David'in Rise and Fall'una değil , Tupac'ın Ressurection'una gönderme yapacağım !

Hiç yorum yok: