22 Ocak 2010 Cuma

Bulls @ Suns - Maç öncesi yazısı & Tahmin


Suns kötü geçen kritik bir dönemin ardından , son maçta evinde New Jersey Nets'i rahat geçerek derin bir nefes aldı. Şüphesiz ligin en iyi iç saha takımlarından biri olan Suns'ın bu spazmdan çıkması için ligin en kötü takımıyla (3-38 oldular ) iç sahada karşılaşmasından daha iyi bir fırsat olamazdı. 4 maçlık deplasman turnesinin tüm maçlarını kaybeden Suns ( Indiana,Atlanta,Charlotte,Memphis ) iç sahada aldığı 4 yenilginin iki tanesini de son 2-3 haftalık süreçte alarak sekteye uğramıştı.

Öte yandan Bulls , peşpeşe aldığı 4 galibiyetle nefes almışken uğradığı son iki deplasmandan da yenik ayrıldı. Sırasıyla Warriors ve Clippers'a kaybettiler.


Suns'da koç Alvin Gentry , kötü gidişata ilk beşinde değişiklik yaparak el koydu. Bu , takım ve oyuncular üzerinde radikal ve etkili bir taktiktir. Bir oyuncunun ilk beşin dışında kalarak benche gitmesi , dakikalarının ve dolayısıyla bir meslek olarak basketbolcunun en çok ihtiyaç duyduğu şey olan istatistiklerinin düşmesine sebep olur. Ayrıca takım ve taraftarlar nezdinde dışlanmış olmak , oyuncuya büyük bir darbe indirir. Bu darbe de genelde oyuncunun silkelenip kendine gelmesi için yeterli olur.

Nitekim Gentry'nin bu stratejisi işe yaradı. Bugüne dek NBA'in en çok üçlük isabeti kaydeden uzunlarından biri olan Frye'in , son maçlardaki ortalamasının 4.2 sayıya düşmesiyle birlikte kulağının çekilmesi gerekiyordu. Bu ceza , kenarda fırsat kollayan Lopez'e de fırsat anlamına gelecekti. Gentry bir taşla iki kuşu hedefliyor , ilkini vurdu diyebiliriz. Keza Lopez fırsatı iyi değerlendiriyor ve etkili bir performans ortaya koyuyordu ilk iki maçı itibarıyle. Bunun haricinde Jason Richardson da yerini Leandro Barbosa'ya kaptırmanın verdiği ateşle benchten oyuna dahil olarak 26 sayıyla takımının en skorer ismi oldu. Ayrıca bundan önceki 3 maçta da art arda 22şer sayı üretmesi , efektifliğinin arttığına işaret.

Suns bu iki maçlık süreçte maç başına 118 sayı üretti. İç saha yüzdelerini de %51.1'e çekmeyi başardılar. Önceki beş maçta bu rakamlar 104.8 ve %44.3 şeklindeydi. Açıkçası Gentry büyük bir takdiri hakediyor. J-Rich , Channing Frye gibi iki önemli oyuncunun kulağı , takıma ve onlara zarar vermeksizin ancak bu şekilde çekiledursun , Suns da rakamlarının olağanın üstüne çekmeyi başararak yeniden toparlanma evresine geçti. All-Star öncesinde yer aldığımız bu kritik dönemeçte , bu toparlanma şüphesiz büyük önem taşıyor. Daha da gecikmesi Suns'ı geri dönüşü zor zararlara uğratabilirdi.

Bulls cephesinde ise kaybedilen iki maçın ardından Suns ve devamındaki Houston , San Antonio , Oklahoma City , New Orleans diye devam eden deplasman turnesi büyük önem taşıyor. Her biri kaybedilmeye muktedir nitelikte zor bu 5 deplasmana bir şekilde direnmek ve ellerinden gelenin en iyisini yapmak durumundalar. Keza Bulls , 2 Şubat'ta Clippers'ı ağırlayacağı maça kadar deplasmanda olacak.

John Salmons , Warriors'a 25 sayı attığı maçtan beri geçirdiği gribi atlatmaya çalışıyordu. Bugün takımla birlikte Arizona'ya uçtu ve sahadaki yerini alacak. Hinrich ise sakatlıktan döndü ancak çok da etkili olduğu söylenemez. Son maçta bir çok top kaybı yaparken 14'te 3 şut isabetinde kalarak Clippers'a kaybedilen maçta büyük hayal kırıklığına sebep oldu. Takımın en önemli kozu niteliğindeki Derrick Rose yaptığı açıklamada '' Zor bir takıma karşı oynayacağız. Daha sert ve çevik olmamız gerekiyor. Onlara karşı daha enerjik bir tavır ortaya koymalıyız '' şeklinde konuştu.

Tüm bu şartlarda , Suns'ın bu maçın üzerine tik atarak geçmesi gerektiği aşikar. Bulls'un maça ve turneye tutunmasına izin vermeleri , Nets maçının ilk yarısında yaşadıkları krize benzer sonuçlar doğurabilir , ki Bulls Nets kadar merhametli ve yumuşak olmayacaktır. Suns'ın oyun stilini koruyarak Bulls'u geri koşma problemine itecek hücumlar yapması ve kolay basketler bulması gerekiyor. Bu durumda da birincil sorumluluk yine Steve Nash'te olacaktır. Keza Amare Stoudemire ve Robin Lopez ikilisi , Joakhim Noah-Tyrus Thomas ikilisinin agresif savunması ve ribaundçu kimliği karşısında zorlanabilir. Ayrıca Barbosa-J-Rich ikilisinden hangisi sahada yer alırsa alsın , güçlerini maça dengelemek zorunda olacaklardır. Keza Bulls'un en önemli hücum silahları Rose , Deng ve Salmons'dan oluşan kısa triosu. Suns arka alanının , her zamankinin aksine maç içi enerjilerini hücum kadar savunmada bu trioyu durdurmaya da ayırmaları gerekiyor.



Tüm bu şartlarda , Suns için kaçmaz nitelikteki bu maçın en kilit ismi yine Steve Nash oluyor. Nash takımı yormayacak , aynı zamanda kolay basketlere götürecek oyunu istikrarla kurmalı. Bulls uzunlarının savunması karşısında zorlanacak uzunlara kolay basket imkanı sunacak paslar atmalı , savunmayı karıştırarak yine Bulls kısalarını savunurken yorulacak arka alan oyuncularını kolay baskete gidecek şekilde beslemeli. Tüm bunların tıkanması durumunda da gerekli sorumluluğu alarak skor üretmeli.




İlerleyen yaşına rağmen dinamik ve akılane oyunundan fire vermeyen Nash , T-mac'i sollayarak All-Star ilk beşine de yerleşmenin verdiği moralle bu sorumluluğun altından kalkacaktır. Suns'ın , iki maçtır süregelen kalkınımını bu maçla perçinlemesi şart. Bu maçta Bulls'a bir sürpriz şansı tanımaları , bu kritik dönemde herşeyi alt üst edecektir. Nash ve Stoudemire'in yıldırıcı hücumlarıyla Bulls'u geçmeleri muhtemel. İlk çeyrek ve yarı itibarıyle biraz zorlanacaklarını düşünsem de , Suns'ın ikinci çeyrekte yahut üçüncü çeyrekte oyuna ağırlığını koyacak isimleriyle öne fırlayacağını ve son çeyreğe galip gireceğini düşünüyorum. Bu periyotta da koç Gentry rotasyonu doğru bir şekilde kullanırsa , Suns taktik faüllerle de 8-10 sayılık farkı yakalayacaktır diye düşünüyorum.

Maç Türkiye saatiyle sabaha karşı 05.30'da oynanacak. Şimdiden iyi seyirler.

Hiç yorum yok: