10 Şubat 2011 Perşembe

Sloan bıraktı


Tam anlamıyla şok gelişme , şok haber. Jerry Sloan , Utah Jazz'de 23 senedir süren görevinden bugün itibarıyle istifa etti. Şu satırları yazarken dahi hala şoktayım. Vefat etse ancak bu kadar etki yapardı herhalde.

Jazz'in beklentilerin çok çok altındaki gidişatı, değişmek bilmeyen oyun yapısı ve nihayetinde git gide kaybolan umutlar aslında bana bu sonun sinyallerini verir gibiydi. Evet , Sloan - Jazz birlikteliği belki de tüm dünyada tüm sporlar içerisinde Alex Ferguson - Manchester United flörtünün hemen ardından ikinci sırada gelen ve ebediyen sürecekmiş izlenimi veren bir ortaklıktı ancak Jazz bu sezon öyle dibe vurdu ki '' Sloan bile gitse şaşırmam '' demeye başlamıştım. Takımın geneline sirayet eden mutsuz ve umutsuz hal de , daha iyisi için çaba sarfetmek bir yana iyiden iyiye boşveren Jazz'de birilerine bir takım faturalar kesileceğinin işareti gibiydi. Kötü sonuçlar bir yana , parke dışında medyaya yansıyan her sinyalde Jazz'deki huzursuz hal kelimenin tam anlamıyla tek bakışta kitap gibi okunabilecek kadar netti.


Bu duruma rağmen Sloan , geçtiğimiz hafta içerisinde sözleşme yenileyince '' Aynı tas aynı hamam , Sloan'la yola devam '' diye düşünmüştüm. O saatten sona beklenecek şey takastan başka bir şey değildi. Sloan'la Deron Williams arasındaki kopukluk anımsandığında '' Yoksa D-Will'i takas mı edecekler ? '' sorusunu akıllara getirdi , ancak Jazz yönetiminin kıydığı isim Williams değil , 23 yıllık antrenör Sloan oldu.

Aralık 1988'den beri çalıştırdığı takımına bu gece dramatik bir basın toplantısıyla veda eden Sloan'la ( O , Jazz'in başantrenörlüğüne getirildiğinde bugün NBA'de oynayan 37 oyuncu henüz dünyaya gözlerini açmamıştı ... ) Jazz'in iplerini koparan olaylar aslında geçen sezonları da kapsayan uzun bir süreçte gelişiyor. Sloan , takımın direği konumundaki Deron Williams'a yıllar yılı klasik Jazz sistemini benimsetmeye çalışadursun , Williams da içten içe '' Her şeyin değiştiği bir dünyada , her şeyin değişmeye devam ettiği bir ligde bu dışa kapalılık , bu sabit fikir nedir yahu ? '' diye düşünüp Cem Yılmaz'ın Arog filminde Arif'in beslediğine benzer duygu ve düşünceler besliyor. Git gide kutuplaşan bu fikir ayrılığı da bu sezon itibarıyle tam anlamıyla patlak veriyor. Kaynaklara göre Williams ( Olayın bu raddeye tırmanmasına rağmen suskunluğunu büyük ölçüde koruyup maç sonrası basın toplantılarında '' sadece kaybediyoruz , kaybetmeye de devam edeceğiz '' gibi kısa ve karamsar demeçler veriyordu.) son Bulls maçında Sloan'ın kenarda çizdiği hücumu oynamayıp takıma başka bir hücum oynatıyor ve bunun sonucunda devre arası taraflar soyunma odasında birbirlerinin üzerine yürüyecek boyutta bir tartışmaya tutuluyorlar.


Kısacası Williams '' Bu böyle gitmez , değişmeliyiz aksi bana gelmez '' diyor , Sloan da '' Patron benim , ben ne diyorsam o '' diyor ve bu kutuplaşma , yukarıda bahsettiğim olayın bir kaç defa yaşanmasına varacak kadar büyüyor. Sloan da Jazz yönetimiyle konuştuğunda , yönetim ibresinin Williams'tan yana olduğunu görüyor ve basıyor istifayı.

Kendisiyle birlikte yardımcılarından Phil Johnson da Jazz'deki görevinden ayrıldı.

Basın toplantısı oldukça dramatikti , hala nete düşmedi düştüğü an paylaşacağım. Jazz , geçici olarak yardımcı antrenörlerden Ty Corbin'le çalışacak. Sloan ise herhangi bir takımla çalışmayı düşünmediğini ifade etti. Yani 69 yaşında kariyerini yüzüksüz olarak tamamlayacak gibi görünüyor şu manzarada.

Deron Williams'ı mı kaybetmek , yoksa Sloan'ı mı ? Jazz organizasyonu ikinci şıkkı seçti. Ben başarının olmadığı bir yerde böylesine istikrarlı bir tutuculuğa oldum olası karşıyımdır , bu açıdan Jazz-Sloan birlikteliği bana uzun süredir zaten anlamsız geliyordu. Ama yine de garip tabi , ben kendimi bildim bileli Jazz'i bu adam çalıştırıyordu , dile kolay 23 sene.

Hayırlısı olsun , olay henüz çok taze. Yeni gelişmeler ne yönde olacak , merakla bekliyorum.

Hiç yorum yok: