13 Aralık 2009 Pazar

NBA'de geçen haftanın ardından ( 5-12 Aralık '09 )



NBA'de normal sezon , her takımın aşağı yukarı 20'nin üzerinde maçı geride bıraktığı şu günlerde hızla devam ediyor.


Haftalık bültenimiz , NBA'de son durumla , istatistiki bilgilerle ve genel gidişata dair detaylarla başlayıp , geride bıraktığımız haftada yaşanan önemli gelişmelerle devam edecek.







Uzun uzun yazmaktansa , kısa detaylara değinelim :
Doğu Konferansı

Zirve : Celtics 19-4'le zirvede. 10 maçtır da kazanıyorlar. 16-7'lik grafikle Merkez grubunun zirvesindeki Cavaliers'ın 7-5'lik deplasman karnesi gözlerden kaçmıyor. Southeast'te de Hawks'ın zirvedeki Magic'ten sadece 1 galibiyet geride oluşu bence Magic'in zirvede oluşundan daha önemli bir detay.


Hayal kırıklığı : Sixers'dan çok çok büyük beklentilerimiz yoktu zaten. Ancak 5-18 de yapılmaz ki be kardeşim. Nets'ten 3 maç daha fazla kazanmışsınız , hepsi bu ! Sakatlıklar mı ? Bence mazeret değil. Bu kadarı olmamalıydı. 12 maçlık mağlubiyet serisi de cabası. Sanırım bu takımı Iverson bile kurtaramayacak kısa vadede. Nets halihazırda NBA rekorunu 19-0'lık başlangıçla kırdı zaten. İstatistiksel bir ortalamaya vurulduğunda Sixers'a ait 9-72'lik rekoru kırmaları oldukça olası gözüküyor ancak sakatların tam olarak dönüşüyle toparlanıp bu rekoru kırmaktan kurtulacaklardır diye düşünüyorum. Bulls'un 8-14 , Wizards'ın 7-14 yapması da pek beklenen bir şey değildi , başkentte ve Chicago'da da işler pek iyi gidiyor sayılmaz.


Çıkış : Knicks Run & Gun'ı oturtmayı başardığı şu günlerde peşpeşe 4 maç kazanarak rahat bir nefes aldı. Sakatlıklardan canı bir hayli yanan Pistons ise her şeye rağmen çok iyi mücadele ederek 5 maçlık seriyi yakaladı ve çıkışa geçti. Hamilton ve Prince yavaş yavaş dönüyorlar , Gordon da geldiğinde yeniden Cavaliers'ın ensesine yapışmaları bu mücadeleyle çok da zor gözükmüyor.

Batı Konferansı

Zirve : Elbette Lakers. 18-4'lük seriyle batının kralı yine Lakers. Dün gece kaybettikleri Utah maçına kadar bu 18-3'tü , onu da belirtelim. NBA'in en akıllı koçlarından birine , en akıllı oyuncusuna ( Kobe , otoritelerce de tasdiklenmiş bir şey artık bu ) ve en akıllı yönetimine sahip bir takıma da bu yakışırdı zaten. Güneybatı'da Mavericks 17-7'lik seriyle ve 3 maçlık galibiyet silsilesiyle zirvede yer alırken Kuzeybatı'da Nuggets Utah'ın kararlı gidişatına aldırış etmeksizin yine 17-7'yle zirvede yer alıyor.


Hayal kırıklığı : Golden State. 7-16'yla Pasifiğin dibindeler. Sakatlıklar mazeret olabilir , o yüzden pek ses etmiyorum. Ama Kings'in 10-12 yapabildiği bir ligde 7-16 Warriors'a pek de yakışmadı. Ayrıca Wolves'a da diyecek bir şey bulamıyorum. Love hariç tam kadrolar bu sezon ve hepi topu 3 maç kazanabildiler. Al Jefferson dahil kimsede iş yok , şimdiden Nets'le beraber o meşhur 9-72'lik rekora aday gösterilmiş durumdalar. Son olarak da Portland. Oden'in şanssız sakatlığının dışında , Konyalıportlandlılar blogundaki şu yazıyı okumanızı öneririm. Sabo gayet net özetlemiş Blazers'ın '' fos '' durumlarını.

Çıkış : Thunder ! 12-9'luk genel karne , 6-4'lük deplasman karnesi , yerli yerine oturmuş , takım olabilmiş ve hatta bu kadar kısa bir zamanda net karakterini kazanabilmiş bir ekip. Takım içi uyumu saha dışında bilimum facebook , twitter , blogger sayfalarında görmek de mümkün.





Takım istatistikleri





Her biri belirleyici nitelik taşıyor ancak bence en etkileyicisi , ligin en yüksek yüzdeyle atan takımının Celtics olması. Keza hem ligin en iyi savunma yapan 3 takımından biri olup hem de saha içi yüzdesinde de zirvede yer almak , matematiksel olarak ifadelendirildiğinde herhalde ligin en iyi takımı olmak gibi bir şey.




Sayı krallığı ve diğerleri





Melo böyle giderse açık ara alacak gibi. Zaten maç başına 108.5 sayıyla ligin en skorer takımı da Nuggets. Ribaund'larda Wallace zirvedeydi , Howard'a kaptırmış. Bir kısa forvetin bu denli istikrarlı ribaund çekmesine huzurlarınızda şapka çıkarıyorum. Bir şapka da boyuna posuna bakmadan %91'le serbest atış atan Gasol'e gelsin. Son olarak %53'le üç sayı krallığına oynayan Paul'ün Steal kategorisinde ilk beşte yer almasını beklerdim geçen haftaki 8 top çalmalık performanstan sonra.

Geçtiğimiz haftanın önemli haberleri



Greg Oden sezonu kapattı



Blazers'ın genç uzunu Houston Rockets'la oynanan maçta Aaron Brooks'la çarpışarak sol diz kapağını kırdı ve sezonu kapattı. Çok ama çok yazık , öyle böyle değil. 2007 Draft'ında NBA'e adım atmadan önce onun için Hakeem Olajuwon , Patrick Ewing gibi yakıştırmalar yapılıyordu. Bir ara o kadar çok şişirilmişti ki , artık dayanamayıp üstad bellediğim 1-2 kişinin kesin fikrine danışmıştım. Onlar da '' Böyle bir uzun NBA'e 20 senede bir gelir '' deyince Oden gerçeğine kanaat getirmiştim ancak geride kalan iki sezonda ( ki bunun birinde hiç oynamadı zaten ) Oden bir türlü NCAA'deki efsaneyi NBA'e yansıtamadı. Tam bu sezon toparlandı , yavaş yavaş kendine geliyor derken şu duruma düşmesi gerçekten içler acısı. Buyrun videosu , kelimelerin kifayetsiz kaldığı o an :








Linki


Iverson yuvaya döndü



Basketbolu bıraktığını açıklayan Iverson , o vedadan kısa bir süre sonra Sixers'dan aldığı 1 yıllık teklifi kabul ederek yuvaya dönmüş bulundu. Aslında tam doğru yer , doğru zaman. Iverson'un ihtiyacı olan şey yeniden o ateşli ruhuna kavuşabileceği ( aslında ilk beş çıkabileceği bir yer de denilebilirdi de neyse şimdi bozmayalım bu feng shui'yi falan ... ) , yeniden silkinip patlama yapabileceği bir takımla anlaşmaktı. Sixers ise yukarıda da bahsettiğim gibi berbat devam eden sezona yeniden kanalize olabilmenin yollarını arıyordu. Sakatlıklardan ötürü sıkıntı yaşıyorlardı ve Iverson hem fiziksel anlamda parke üzerinde , hem de mental olarak aslında aradıkları isimdi. Tabi bu doğru yer doğru zaman kavramının tozpembeliğine de kapılmamak lazım , Iverson mental anlamda ateşlense de fiziksel olarak eski Iverson değil. Özellikle son 2 sezonda fazlasıyla yıprandı 34 yaşındaki oyuncu. Yine de bu onun NBA tarihinin en skorer 6.ismi olduğu gerçeğini değiştirmiyor. Bilirsiniz , bunun gibiler için '' ölüsü yeter '' derler. Gerçekçi bir bakış açısıyla AI elbette o eski 3 numaralı Philly formasının içindeki adam olamayacak , ancak bahsettiğim b u ihtimali de akıldan çıkarmamak lazım. Şahsen isterim eskisi gibi maç başına 25 atıp Sixers'ı buradan play-off'a kadar götürerek muhteşem bir final yapmasını. Gelecek sezon ? Olmaz , kalsın. Sixers'ın rebuilding için gençlerin önünü açmaya ihtiyacı var , Ivy kusura bakmasın.



Sixers'ın Ivy'den niyeti sadece bununla sınırlı değil tabi. Doluluk oranı olarak ligin diplerinde yer alıyor Sixers bu sezon. Tribünleri doldurabilmek adına da oldukça mantıklı bir hamle olduğu söylenebilir.


İşte o muhteşem dönüş gecesi , işte o seremoni :








Linki



Oylama başlasın


Baklayın siz başlasın dediğime , başladı bile. Pek hak etmeseler de gönül meselesi itibarıyle bu yıl yine Memo'ya ve Hido'ya gitsin oylar. Elin Çin'lisinden neyimiz eksik , utanmasalar sakat makat demeden Yi'yi de Yao'yu da gönderirler Dallas'a !


Biraz mola , devamı sonra ...


Hiç yorum yok: