20 Aralık 2011 Salı

Şut nedir,nasıl atılır? ( Peja'nın vedası )


Bloga attığım son 3 post'tan 2'sinin vedaları içeriyor olması benim de gözümden kaçmış değil ancak burada bir saygı duruşu yapmak durumundayım.

Kariyerinin son yılını Mavericks'le şampiyonluk kazanarak yaşayan 34 yaşındaki Predrag Stojakovic, aktif oyunculuk kariyerini noktaladığını açıkladı. Huzurlarınızda kariyerinden kesitlerle Peja Stojakovic ve kariyeri :

NBA tarihinin gördüğü en iyi şutörlerden biri olan Peja kariyerine ülkesinde Kızılyıldız formasıyla başladı ve Yunanistan'da PAOK'la devam etti.



Belki de NBA tarihinin en muhteşem Draft'i olan 1996 Draft'ında (Allen Iverson,Ray Allen,Steve Nash vs.) 14.sıradan Kings tarafından seçildi.



Ancak lige adım atması 1998'i buldu ve 2006'ya kadar onu hep o formayla hatırlayacağımız Kings formasını giydi. Hani hep geçmişe bakar özleriz ya, '' O zamanlar daha güzeldi,daha keyifliydi be abi '' diye. Bir iç geçirme vardır hani, istisnasızdır. Bunun bir istisnası olsaydı dahi sanırım Hidayet'in NBA'deki ilk yıllarında yedeklediği Mike Bibby-Doug Christie-Peja Stojakovic-Chris Webber-Vlade Divac beşlisinden öyle bahsediyor olurduk. İşte tüm NBA'e kök söktürüp Lakers'a esir düşen, dördü beyaz o beşlinin en büyük hayranlıkla izlediğimiz parçasıydı. Garip şut stiline rağmen bugün hala ondan NBA'de ''Şut nedir,nasıl atılır?'' sorusunu cevaplayan adam olarak bahsediyorsak, stilin çok da önemi yok demektir. Kaldı ki ben dahil bir çok hayranı da o garip dediğimiz stile içten içe bir hayranlık duymuştur.



Peja'yı sonraki durak olarak Indiana'ya getiren takasta Ron Artest de Indiana'daki kariyerine son vermek durumunda kalıyordu. Peja, Pacers formasıyla da beklentilerin üzerindeydi ancak hiç bir zaman Kings'deki günlere yaklaşamadı. Sonraki durak Hornets, devamında Raptors, Toronto'da çıktığı iki maçın ardından serbest kalışı ve Mavericks'le geçen sezonun ortasında imzalayışı... İşte bu son imza onun için dönüm noktasıydı belki de. Açıkçası Peja gibi Avrupa basketbolu ekolüyle NBA'i dize getirmiş bir yıldızın bu şekilde eriyip gitmesi üzücü olurdu. Mavericks'le kazandığı yüzük ve bunun hemen ardından emekliliğini ilan edişi, hala genç sayılabilecek bir yaşta basketbolu bırakmasına ve Horry'nin üçlüğünün yıktığı Kings hanedanı sonrası bir türlü dikiş tutturamamasına teselli teşkil ediyor. Kariyerini 17 sayı ortalaması, %40 üçlük yüzdesi,%89 serbest atış yüzdesi, toplamda 1760 üç sayı isabeti (NBA tarihinde 4.üncü), art arda iki üç sayı şampiyonluğu gibi rakamlarla tamamlamış olması kadar geçtiğimiz sezon Mavericks'in batı konferansı yarı finalinde kanımca en büyük rakibi Lakers'ı (Zen Master'ın son senesinde ekstra motivasyonla Heat'le final oynayıp şampiyon olacaklarını düşünüyordum şahsen) 4-0'la süpürmesinde yaptığı katkı da akıllardan kolay kolay silinebilecek gibi değildi. Peja 4 maçlık o seride kendisine bu yıl kariyerini noktalatan sakatlıklarının vermiş olduğu ağırlığa rağmen maç başına 25.3 dakika sahada kalarak, 12.5 sayı, 2.3 ribaunt, 0.8 top çalma, 0.5 asist, %52.4 3sayılık isabet, %51.4 saha içi isabet,1.8 faul ve 0.2 top kaybı gibi rakamlar yakalayarak seride gizli kahraman rolü oynadı.



Peja Kings'le şut resitali verdiği zamanlarda youtube olsaydı, bugün Mike Miller'ın, Mickael Pietrus'un, Steve Nash'in şut idman görüntülerini izlerken verdiğimiz tepkilerden çok daha fazlasını veriyor olurduk sanırım. Keza bir idman esnasında art arda 42 üç sayı isabeti bulduğu rivayet ediliyor ki, 2007'de Hornets formasıyla Lakers'a bir maçta 10 tane üçlük atıp totalde 36 sayı attığı maça şahitlik etmiş biri olarak bundan şüphe ettiğimi söyleyemem.(Ki o maçta çiçeği burnunda Clippers'lı CP3 de 21 assist yapmıştı.) Onun unutulmazları arasında üç sayı yarışmasında 24 saniyede 9 üçlük atmış olması da var, yeri gelmişken hatırlatalım.






Peja Stojakovic, bireysel başarılarla dolu oyunculuk kariyerini Mavericks'le şampiyon sıfatıyla noktaladı. Emekliliğini açıklarken de ''Zirvede bırakmak'' ibaresini gururla kullandı.


Stojakovic NBA kariyeri dışında Avrupa Basketbolu ve Yugoslav ekolü için de çok önemli bir oyuncuydu. 2001'de Türkiye'de düzenlenen şampiyonada 12 Dev Adam'a karşı kazanılan finalde takımı altın madalyaya uzanırken Peja 23 sayı ortalama ve %51.4'lük yüzdesiyle takımının lider ismiydi.



2002 yılında Indianapolis'te Yugoslavya dünyanın en iyisi olurken Peja maç başına 18.8 sayıyla takımın en skorer ismiydi.



Bir keresinde '' Tanrı bana profesyonel düzeyde basketbol oynayabilecek özellikleri lutfettiği için kendimi kutsanmış ve seçilmiş hissediyorum '' diyerek oyuna olan sadakatini dile getirmişti.


Şimdi ayrılırken de bu tutumundan vazgeçmedi : '' Bu oyuna her zaman büyük bir tutku ve saygıyla yaklaştım.Kendime uzun bir süre önce söz vermiştim ; eğer bir gün kalbimin ve vücudumun %100 kapasiteyle sahada olmadığına kanaat getirecek noktaya gelirsem bırakacaktım. Şu an biliyorum ki o vakit geldi. Bu noktayı aştım ve emeklilik zamanının geldiğini düşünüyorum. Sacramento'da,Indiana'da,New Orleans'da ve Dallas'ta beni bunca yıl destekleyen herkese teşekkür ediyorum. Ayrıca bana ve oyunuma inanarak geçtiğimiz yıl bana NBA Kariyerimi bir şampiyonlukla noktalama fırsatı veren Dallas Mavericks organizasyonuna da şükran arz ediyorum.''

Peki Peja şimdi ne yapacak ?

Efsane şutör bu soruyu '' Eşimle ve üç çocuğumla biraz vakit geçirmeyi planlıyorum. Acele etmeyeceğim ve ikinci kariyerimin ne olacağına karar vereceğim. Ancak basketbolun ve NBA'in içinde kalacağımdan eminim. '' şeklinde yanıtladı.


Onu anlatacak çok şey var ancak en kritik noktalardan birine David Stern değiniyor ; '' O Avrupa kapısını NBA'e açan isimlerin başında gelen bir yıldız. ''

İtiraf etmeliyim ki ben de bu dakikaya kadar yazdığım bunca satırın içerisinde aklımda en çok kalan kısım ondan '' Avrupa ekolüyle NBA'i dize getiren adam '' diye bahsettiğim kısımdı.

Şut attı, durdurulamaz bir şekilde, inanılmaz bir şekilde şut attı,attı, attı ... Şut nedir, nasıl atılır? sorularını muazzam bir kariyerle ziyadesiyle yanıtladı ve parkelere bir şampiyonlukla veda etti.

Aklımızı başımızdan alan yeni isimler geldi,gelmeye de devam ediyor. Dünya döndükçe, top parkeye vurup çemberden geçtikçe nicesine şahitlik edeceğiz, yüksekten uçanlara, keskin nişancılara, zeka küplerine, fizik kurallarını hiçe sayanlara ...

Ancak gerçek olan şu ki Avrupa'lı Peja Stojakovic bir taneydi.Tıpkı Drazen gibi,Vlade gibi,Dirk gibi ...



Hoşçakal efsane, seni özleyeceğiz.

1 yorum:

Adsız dedi ki...

çok severdim seni.Bir kız çocuğunu 9 yaşında basketbolsever yapan şahane adam.Çok özleyeceğim seni hido gibi