27 Nisan 2012 Cuma

Arizona'da günbatımı






Bu blog ya da twitter üzerinden basketbola dair yazmaya çalıştığım şeyleri az çok takip eden biriyseniz bendeki Steve Nash hayranlığını bilirsiniz. Bu bloga ilk kez tıklayan biriyseniz dahi görebilirsiniz keza aşağı yukarı blog için kullandığım tüm logolarda (evet,hepsini kendim yapıyorum.) Steve Nash figürü mutlaka vardır. 

Yaşım ilerledikçe (ki hala 26 yaşındayım,böyle de bir durum var) bu tip adamlara daha çok saygı gösteriyorum. (Mesela hollywood'da da geçen the vow'da seyrettiğim Channing Tatum'a ve formuna saygı duyarım, ancak neredeyse babası yaşında olup bembeyaz bir kas kütlesi olarak kalmayı başaran Hugh Jackman'a duyduğum şey saygıdan çok daha öte) Sportif manada hala diri sayılırım,örneğin 26 yaşına gelip göbek saldıktan sonra '' Ah beni 20'yken görecektiniz '' diyenlerden değilim çok şükür, hayli aktifim ancak bazen 20'imdeyken yaptığım idmanları düşününce '' Bugün olsa yapabilir miyim ki yahu? '' diye tereddüde düşmüyor değilim.

38 yaşında bir adamın play-off'u son maça kadar kovalaması,istemesi, alamamasına rağmen bir yana, aldığında neler yapacağı da tecrübeyle sabit.

Bu klasik ifadeyi bu defa abartı ya da alışılageldik manasıyla söylemiyorum, ciddiyim : Heykeli dikilecek adamdır Steve Nash.

Normal sezonun ikinci yarısında Nash 3 yıl daha basketbol oynayacağını söyledi. Bu yaz sona eren kontratı akıllara geldiğinde 13 yıllık kariyerinin 10 yılını geçirdiği Suns'ta mı yoksa başka bir takımda mı devam edeceği merak konusuydu.Bunu da biraz play-off'a ve takımın geleceğine endeksledi tecrübeli maestro.Suns'ın normal sezonun sondan bir önceki maçında play-off'un son biletini Jazz'e kaptırmasıyla da Suns defterini kapatmış oldu.

Görüntülerde Suns için sezonun son maçından kareler görüyoruz.Bunlar çok yüksek ihtimalle de Steve Nash'in üzerine yapışan Suns formasıyla geçirdiği son dakikalar.Keza bir çoğumuzun da takdir ettiği üzere NBA'de şampiyonluk yüzüğünü onun kadar hakeden çok az sayıda oyuncu var. En zorlu pozisyonlardan biri olan oyun kuruculuk pozisyonunda lig tarihine damgasını vuran, profesyonelliği layıkıyla taşıyan bir basketbol yıldızından ötede sosyal kişiliğiyle de herkesin sevgi ve saygısının kazanan bu kahraman, kariyerinin son demlerinde kendisi kalibresindeki bir çok yıldız gibi mütevazı bir kontrata şampiyonluk kazanabileceği bir ekibe gitmek istiyor, Suns'ın bugünkü kadrosuna bakıldığında hayli de haklı sayılır. Bu kadroyla batıyı 9.sırada bitirebilmeleri bile takdire şayandı.


Ben Nash'e de, Nowitzki'ye de, Mavericks'e de basketbol ve NBA'le iyiden iyiye haşir neşir olmaya başladığım lise çağlarımda vuruldum. Finley'le beraber oluşturdukları süper üçlüyle NBA'in tozunu atıyorlardı.Dirk hayranlığım da aşikardır ( ki o da logolardaki yerini hep koruyor ) ancak Nash benim için hep bambaşkaydı.

Aklımdan geçmiyor değil, '' Yeniden Dallas mı ? '' diye ama, bakalım ... Bekleyip göreceğiz.

Her nereye gidersen giderse gitsin, gözüm yine onda olacak. 13 numaralı o turuncu formaya da bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da gözüm gibi bakacağım.

Evladıma mirastır, evvelallah.

Ahmet Melik SUBAŞI
ahmetmeliksubasi@gmail.com
@ahmetmsubasi

Hiç yorum yok: