Profesyonel iş! Kesinlikle hastası olduğum cinsten, dört dörtlük bir Reklam & PR çalışması!
21 Şubat 2013 günü, spor camiasından ziyade tüm sosyal medyayı sallayan videodan, Anadolu Efes'in videodaki çalışmasından söz ediyorum.
Şimdi bu çalışmaya övgüler sunmadan önce, peşinen şu ''Heineken'dan araklamışlar yeaaa..'' eleştirisine bir yorum getireyim. Evet, Heineken'dan araklama. İtirazı olan? Buyrun videosu da burada:
İngilizcem yok diyen için de kısaca özetleyeyim ; herkes sevdiği birinin hatrı için gül gibi Real Madrid - Milan maçından vazgeçip sıkıcı gibi görünen bu konsere gidiyor. Kimi sevgilisini kıramıyor kimi patronunu falan filan. Sonuç da ortada, maçı hep birlikte izliyorlar.
Neyse, anlamadım, anlayamadım ben bu zihniyeti. Araklama/Modelleme/Uyarlama (adını siz koyun) olunca ne oluyor, başarısız mı oluyor, tadı mı kaçıyor, öyle olduğunu bildiğimiz zaman bu videoyu izlediğimizde tebessüm etmiyor muyuz, nedir?
İş dünyasında ya da kişisel gelişim platformlarında ''modelleme'' denilen şeye argoda ''araklama'' diyoruz, hepsi bu. Ha bu bir müzikal eserde veya markalı tekstil ve moda ürünlerinde yapıldığında ya da bir sinema filminde yapıldığında hakikaten pek hoş olmuyor, ancak şu tip bir durumda ''uyarlama'' diyebileceğimiz bir şeye bu denli ateş püskürmek niye?
Nihayetinde her parlak fikrin bir mucidi var. Bir de o fikri geliştiren, kendi çevresine göre yeniden uyarlayan takipçiler, modelleyiciler var. Bu eleştirel gözlüğü takarsak o zaman Türkiye'de faaliyet gösteren e-ticaret sitelerini e-bay'dan araklama, Amerika'da gelişen catering firmalarının faaliyetlerinin Türkiye'de de dış kaynak olarak başlatılıp sürdürülmesine de çalıntı diyelim, bu tip her modellemeyi elimizin tersiyle itelim, hiç bir şey geliştirilmesin ülkemizde, öyle mi?
Bir şeylerde özgünleşebilmenin yolu, önce mevcut ürünün kalite seviyesine ulaşabilmektir. Önce bunu başarır sonra özgünlük kovalarsın. Damdan düşer gibi zirveye çıkılmaz. Ben de Efes öncü olsun, Heineken ve diğerleri onu modellesin isterdim ama öyle olmuyor işte. Gelişmekte olan bir ülke olarak malesef bu tip yaratıcılık gerektiren ürünlerde o seviyeye varamadık, hepi topu 15-20 sene öncesi düşünüldüğünde de olmamız da beklenemezdi zaten.
Neyse, tadımız kaçmasın. Çok da güzel olmuş, pek de güzel olmuş. Emeği geçen herkesin ellerine sağlık, bu çalışmanın bıraktığı etki tebessümden ibaret olmadı. Bir basketbolsever olarak bunun 1990'lara damgasını vuran Efes Pilsen ruhunu geri getirmek adına atılmış adımlardan biri olduğunu bilmek beni basketbol adına mesud etti. Hele ki bu yıl Beşiktaş ve Fenerbahçe'nin nal topladığı bir Euroleague'in demirbaşı olduğunu düşündüğümde, Efes için az bile demekten kendimi alıkoyamadım.
Boşuna basketbol lokomotifi denmiyor Efes için. Senin benim tuttuğumuz takımlar gibi değil, yarı yarıya milli takım gibi, hepimizin takımı Efes.
Tekrar tebrikler, zafer bizim olsun!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder