26 Kasım 2011 Cumartesi

Bitti rüya


Sanırım şarkılarla devam edeceğiz. Normalde blog yazarken dahi, edebi kurallara uygun bir biçimde başlıklandırma yaparım. Yani yazının son paragrafından, yazının başlığını oluşturacak kilit sözcükleri seçerim. Ama bugün, daha ilk satırı yazmadan başlık kendini kafamda dönen şarkılardan seçiyor sanırım.


Bir Beşiktaş'lı NBAsever olarak karmaşık duygular içerisindeyim. Perşembe'nin gelişi çarşamba'dan bellidir derler, ama yine de bir ukte olacak içimizde. Açıkçası D-Will'in 50 sayılık performansını bekliyordum, hatta daha önceleri bekliyordum desem yeridir. Buralar onun gibi bir oyun kurucuya dar gelmeliydi, öyle de oldu. Merak ettiğim şeylerden biri, şayet Lokavt sürseydi ritmini bu derece yakalamış bir D-Will bizlere daha neler izletecekti? İkincisiyse Odom'un da katıldığı bir Beşiktaş Milangaz bize bu ligde daha ne 100+ sayılık zaferler izletecekti ? Bir de Deron Williams'ın Derek Fisher'dan ''bitiriyoruz abi'' mesajını alıp finali 50 sayıyla yapması gibi bir senaryo dönüyor kafamda.

Neyse, lokavt'ın bitimiyle uyanmış bulunuyoruz bu külkedisi masalından. Maalesef saat 12'yi çok zamansız vurdu. Hoş, ben ligin Ocak'ta başlayacağını düşünüyordum, 25 Aralık olarak belirlendi hava atışı için tarih. Hepimiz '' Onu çıplak gözle Beşiktaş formasıyla son bir kez izlemenin '' hayalini kuruyoruz ancak NBA'in başlamasının kesinleşmesinin ardından ben sanmıyorum ki hiç bir NBA oyuncusu böyle bir riske girip maça çıksın. Zaten NBA'e dönecek olan oyuncuların 10-12 gün içerisinde hazırlık kamplarına katılmak üzere Amerika'ya dönmeleri bekleniyor.


Bireysel olarak düşünüldüğünde, D-Will tek kelimeyle Muhteşem'di. Onu çıplak gözle izlemek unutulmaz bir deneyim, Beşiktaş'lılar D-Will'li günleri hiç unutmayacak.

Ancak madalyonun öteki yüzü çok acı. Biz külkedisi masalının büyüsüyle sarhoş olmuşken, malesef '' mantık '' bazlı düşünüldüğünde işler pek de iç açıcı değil.


Bir bilinmeze, vadesini bilemediğimiz bir rüyaya 5 milyon dolar gibi bir para bağladık Beşiktaş Milangaz olarak. Biri çıkıp dese ki '' Biz parayı bol bulduk, D-Will'i sırf izlemek için bastırdık parayı getirttik '' dese eyvallah. Ancak onunla ve onun etrafına kurulmuş bir kadroyla başarı planları yaptıysak, yani belimizi başımızı ona bağladıysak işimiz yaş.


Zaten Avrupa'da zirveye oynayan Barcelona, CSKA Moskova, Panathinaikos gibi devlerin Lokavt süresince NBA'den oyuncu transferi gerçekleştirmemelerinin de yegane sebebi bu değil miydi? Yani misal Barcelona bilmiyor mu parayı bastırıp D-Will'i getirmeyi?


Bu her iki tarafın da işine gelmezdi. Çok üzgünüm ama bu gibi bir transfer yalnızca Beşiktaş Milangaz gibi sığ düşünen, gerçekçilikten uzak şov peşindeki bonkör bir takımın yapabileceği bir transferdi. Her iki taraf da derken, D-Will'in de işine gelmezdi Euroleague seviyesinde iddialı bir takımda top koşturmak. Nihayetinde lokavt'un öyle ya da böyle bir şekilde bir zaman biteceği aşikar, Beşiktaş'a gelip sığ bir sistemde bir numaralı adam olarak 50 sayılık performanslar göstermek varken, neden Avrupa'nın ve Euroleague'in sertliğine ve sistemine dahil olsun ki? Böyle bir risk, rasyonel düşünen bir oyuncunun alabileceği türden bir risk değil.


Malesef düşündürücü bir hatırlatmayı da yapmak durumundayım ; yaz boyunca günde 3 idman yaptırdığımız Cüneyt Erden hala genç takımla idmanlara çıkıyor ( ki ligin eski toprak demirbaş oyun kurucularından biridir, Daçka günleri dün gibi aklımda ) ve bayan basketbol takımının maaş ödemelerinde zaman zaman hala problemler yaşanıyor.


D-Will'i izlemek harikaydı, bu su götürmez bir gerçek. Şayet takımımız, sırf taraftarına jest olsun diye böyle bir şey yaptıysa şükran arz ediyorum bir Beşiktaş'lı olarak. Lakin diğer türlü düşündüysek, malesef yanlış adımlara bir yenisini daha ekledik demektir.


Bu bağlamda bu sezon fırtınalar gibi esen Galatasaray'ı tebrik etmemek elde değil.


Her neyse, hoşçakal D-Will. Özleyeceğiz seni, ve daha da önemlisi hiç unutmayacağız.


***


Beşiktaş Milangaz için D-Will ve Semih'in gidişleri büyük felaket olarak nitelendiriliyor. Doğru, D-Will'in yerini kimseyle ve hiç bir şeyle dolduramazsınız. Ancak bu dünyanın sonu değil, takımı sürükleyecek bir oyun kurucu ve pivotla şimdiki kadar olmasa da önemli bir seviyede tutabilir takımı coach Ataman.

Hiç yorum yok: