6 Temmuz 2012 Cuma

Boynumuzun borcu



Bugünlerde ortalıkta ve futbol kulislerinde '' Beşiktaş'ın orta sınıf takım haline dönüştüğüne '' dair konuşmalar yapılıyor. Evet, bütçe bakımından son derece kısıtlandığımız bir döneme girmiş durumdayız doğrudur. Bunun bizi üst sıralara mı alt sıralara mı taşıyacağını bilemeyiz, zaman gösterecektir. Basketbol şubesi penceresinden bakacak olursak, unutulmamalı ki bugün üç kupa kazandı diye zikrettiğimiz takım geçen yıl bu zamanlar 3 oyuncuyla idman yapan ve '' Gerekirse kapatılsın '' gibi gereksiz bir geyiğe maruz kalmış bir takımdı.

Sözü çok uzatmadan diyeceğim şeye getireyim. Sosyal medyayı hunharca kullanıyoruz millet olarak. Öyle ki hukuki sistemi üst düzey bir ülkede, Türkiye'de spor, siyaset ve magazin üzerine yazılmış tweet'ler yazılıyor olsaydı, o tweet'lerin yazarları hüküm giyerlerdi! Ciddiyim. Hakareti hak eden bir çok insanın dokunulmazlık taşıyor olmasına rağmen oluyor üstelik tüm bu yuhlamalar.

Ancak zaman zaman, hatta çoğu zaman ölçüyü ziyadesiyle kaçırıyoruz efeler. Millet olarak duygusal oluşumuz, bu çirkinliğe mazeret değil, olamaz.

Evet, Ergin Ataman'a, Egemen Korkmaz'a ve hatta tüm iyi niyetli geri bildirimlerine ve diyaloga açık samimi yaklaşımına rağmen David Hawkins'e edilen küfürlerden söz ediyorum.

Biz taraftarız, onlarsa profesyonel. Profesyoneller taraftar gözüyle görüp öyle hareket etmek zorunda değil, taraftar da profesyonel gözüyle olaya yaklaşıp ona göre reaksiyon vermek zorunda değil. Ancak empati (kendinin karşındakinin yerine koyabilme becerisi) her daim güzel sonuçlar doğuran bir tavır olmuştur. Empati yapabilen bir profesyonelin ne denli başarılı olduğunu biz bugün (utanarak söylüyorum) küfürlere maruz kalan, başından beri de Galatasaray'lı olduğunu bal gibi bildiğimiz Ergin Ataman'ın 3 kupalık serüven boyunca hepimizden daha çok Beşiktaş'lı oluşunuda gördük. İddia ediyorum, hiç bir Beşiktaş'lı Beşiktaş'ın başarısına bu denli baş koyup kafa patlatmamıştır.

Bu övgüyü hak ettiği günlerde Beşiktaş'ın çocuğu dediğimiz Ergin Hoca'ya bugün tek kelimesi değişmiş bir isim tamlamasıyla hitap eden şuursuzlar var. Bu yazıyı da onlara ithafen yazıyorum zaten.

Yahu ayıptır be, ayıp.

Hepsinden ötede iki yüzlülüktür. Bu adam Beşiktaş'ın çocuğu sıfatını 17.000 kişinin ağzından aynı anda salonu inletecek kadar yüksek bir gürültüyle duymayı hak edecek derece Beşiktaş'lıydı bu sezon. Belki teorik olarak Beşiktaş'lı değil ancak pratik manada, yani icrahate ve neticeye döküldüğünde hepimizden daha çok Beşiktaş'lıydı. Profesyonelce bir karar aldı diye dün ellerini öptüğünüz bu adama niye küfür eder oldunuz?

Gelin şöyle düşünelim. Olaya sportif profesyonellik değil de, mesleki manada profesyonellik penceresinden bakalım. Çok da bir farkı yok çünkü, bu adamlar bu işi geçimlerini sağlayacakları meslek oluşu itibarıyle, onun için yapıyorlar çünkü.

Sektörü (atıyorum) GSM sektörüne kaydırarak düşünelim. Turkcell'de çalışan bir mühendisin bir sonraki dönemde Vodafone'a geçtiğini düşünün.

Diyeceğim şu : HİÇ BİR FARKI YOK.

Ergin Ataman'ın Beşiktaş'tan Galatasaray'a, Egemen Korkmaz'ın (ki 1.4 milyon euro gibi olağanca küfürü savuran bir çok tipin rüyasında bile göremeyeceği bir parayı kulübe hibe etti bu adam) Fenerbahçe'ye, Hawkins'in de herhangi başka bir takıma gitmesinin, yukarıda verdiğim Turkcell'den Vodafone'a örneğinden ne teoride ne de pratikte hiç bir farkı yok.

Bu adamlar sizler bizler gibi taraftar değil. Mesleğini icra eden profesyoneller. Bunu bilelim, bu şuurla ve bu edeple konuşalım. Bahsettiğim isimler adına yapılan karalama kampanyası adına ben utandım, millet olarak sahip olduğumuz hiç bir değere yakıştıramadım. Duygusal düşünüyor olabiliriz ancak bu adamlar yukarıda sözünü ettiğim empatik yaklaşımla başardılar ümit ettiğimiz şampiyonlukları.

Onlar bu profesyonel bakış açısını duygularını empatik bir yaklaşımla seyreltip zaptederek bize dünyaları verdiler, biz onlara ne veriyoruz diye sormak hepimizin boynuna borçtur.

Şahsen ben sorduğumda cevap şükran oluyor. Bu isimler gitseler de, kalsalar da bir Beşiktaş'lı olarak kendi adıma buradan bir kez daha şükran arz ediyor, kötü niyet gütmeksizin profesyonelce aldıkları her karara da  son derece saygı duyuyorum.

Hepimize mutlu, huzurlu, şuurlu ve edepli bir haftasonu diliyorum.

2 yorum:

Adsız dedi ki...

Sayın blog yöneticisi paylaşımlarınız çok begeniliyor bizde begenmeye devam ediyoruz ofis konteynerı başarılarınızın devamını diler.

Ahmet Melik SUBAŞI dedi ki...

Eksik olmayın çok teşekkürler ..