Google'da olsun , forumlarda olsun sıkça aranan bir kalıp haline geldi '' İstanbul'da denize girilebilecek yerler '' sözcükleri.
Tatil öncesi ısınma turları atmak isteyen biri olarak bendeniz de bu sözcüklerle bir kaç arama yaptırmış bulundum.
1 hafta önceki kaçamak için Kilyos Demirciköy'deki Dalia Beach'i tavsiye ettiler. Gittik gördük.
Arama boşluğuna bu rutini yazıp '' Search '' butonuna basan dostlara izlenimlerimi aktarayım istedim.
Ulaşımı çok da zor sayılmaz aslında. Zaten gayet güzel bir web sitesi yapmışlar. Sarıyer - Kilyos tarafına saptınız mı bir şekilde buluyorsunuz.
Her neyse , gene de mesafe olarak çok uzak olmasa bile biraz sapa bir yer olduğunu söyleyebilirim. O kadar yolu teptikten sonra da adam başı giriş ücreti olarak 30 TL istenince hayır diyemiyorsunuz tabi. Keza oraya kadar gidip geri dönmek daha pahalıya mal oluyor.
Çok çok deli bir para değil ama ne yalan söyleyeyim öyle bir yer için biraz tuzlu gibi. Gene de ipini koparanın gelememesi açısından bir avantaj teşkil etmiyor da değil tabi.
İçeride geniiiiş bir otopark alanı var. Her ne kadar açıkta ve güneşin alnında da olsa arabanız bir şekilde güvenli bir şekilde park edilebiliyor. ( Köstebek yuvası , kum bataklığı gibi yerlere nazaran oldukça başarılı olması açısından değiniyorum ! )
Arabamızdan indikten sonra plaja doğru yavaş yavaş iniyoruz. Sol tarafımız tesis , sağ tarafımız doğa. Kuşbakışı açıdan çok hoş bir koy görüntüsü veriyor Dalia beach. Güzel bir yere kurulduğu söylenebilir. Neyse , otoparka bitişik , doğal ürünler satan küçük kulübeden sahile doğru yürürken hemen sol tarafınızda kabinler ve duş alanları var. Hemen peşisıra da restoran kısmı başgösteriyor. Bir plaj restoranından daha fazlası var gibi. Pek dikkat etmedim ama çeşitliliğiyle , kalabalık personeliyle , masa sayısınını çokluğuyla sanki plajdan bağımsız normal bir restoran hengamesi var içeride.
Basamakları inip sahile bağlanıyorsunuz. Tezgahınızı ister ahşap standlar üzerine , ister kuma , ister de çime kurabiliyorsunuz. Sol tarafta animasyonlar eğlenceler falan oluyor ama biraz tırt gibi. Nitekim '' 1.5 saat sonra tekrar birlikteyiz '' gibi coşkulu bir mesaj verip ortadan kaybolan animasyon ekibini bir daha gören olmadı :)
Tesisler için kaydettiğim pozitif izlenimleri deniz ve plaj için malesef söyleyemeyeceğim. Deniz herşeyden önce pis , e kilyostan da dupduru bir su beklemiyorduk zaten ama bu kadarı da aklımıza gelmemişti. Daha kötüsü 4-5 metre mesafe gitmeye durun , hemen derinleşiyor. Yani yürüyerek suları yararak belli bir mesafe katetmek yavaş yavaş suya ısınmak falan pek mümkün fantaziler değil. Hemen derinleştiği için , daha doğrusu su yoğunluğu fazla olduğu için haliyle deniz buz gibi.
Biraz açıldığınızda az biraz daha temiz bir alan bulmanız mümkün ama denizin çok da keyifli olduğu söylenemez.
Uzun lafın kısası , tesisler güzel , deniz kötü.
Nitekim ben bir hafta sonra kilometrelere mesafelere bakmadan ( geçtiğimiz haftasonu ) uzun zamandır özlemiş bulunduğum Silivri taraflarına geçtim. Muazzamdı.
Orada da Dalia'daki gibi imkanlar yok. ( E haliyle öyle tuzlu falan da değil :) ) Amma velakin deniz harika. Çarşaf gibi , temiz , derinlik orantısı çok çok iyi ve daha da güzeli çabuk ısınıyor , yormuyor. Gayet keyifliydi , Dalia'da şezlongdan çıkmadık , Silivri'de de denizden çıkmadık desem yeridir herhalde.
Ben biraz daha kilometreme kıyarım diyen Marmara Ereğlisi taraflarına doğru gitsin. ( Silivriden kastım Kınalı tarafıydı )
Yok , ben gözümü iyice kararttım gerekirse 1-2 gece kalırım diyen varsa bassın gaza Saros körfezine gitsin. 10 numara , 10 ! Suyun derinliklerini ve deniz canlılarını görmek için deniz gözlüğüne snorkele falan ihtiyacınız yok. Zaten profesyonel dalgıçların sabit adreslerinden biri olması bir yana tamamıyla sit alanı olan alan yakın denilebilecek bir mesafede misafirlerine eşsiz bir deniz sefası sunuyor. Tek bir çivi çakmanın yasak olduğu sahil şeridinde denizin keyfini çıkarırsanız , bu posta bir yorum bırakmayı da ihmal etmeyin.
Herkese keyifli günler.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder