30 Haziran 2009 Salı

Kimin eli , kimin cebinde ?



NBA'de off-season tüm hızıyla devam ediyor. Buyrun buradan , kim kimin hedefinde :


Ricky Rubio : Wolves tarafından Draft edilişinin ardından bir kaç takım Rubio'yu gözüne kestirdi. Bunların başında Rockets var. Söylentiye göre Rockets Rubio için Shane Battier ve Aaron Brooks'u Wolves'a teklif edecek. Bu çocuk bu kadar da kıymetli mi yahu ?

Knicks de oyun kurucu bölgesi için Rubio'ya göz kırpıyor. Henüz bir girişim yok.

Ancak bunların her biri kağıt üzerinde şu an. Neticede Rubio'nun ne yapacağı dahi belli değil henüz. 3 ihtimal var :

1) Wolves'ta kalıp oynamak.

2) Başka bir takıma takas olmak.

3) Avrupa'da bir ya da bir kaç sezon daha geçirmek.

Avrupa'da kalmak dediysek bu DKV Joventut'tan ibaret de değil ha. Türkiye'de bir takım dahil bir çok yerden teklif varmış genç İspanyol'a.


Jason Kidd : Bir çok takımın hedefinde. Mavericks elinde tutmak istiyor lakin Brandon Bass konusu da muamma olduğu için net bir adım atabilmiş değiller.

Knicks'le önümüzdeki günlerde görüşüp D'Antoni'nin Run&Gun'ına dahil olabileceği fısıltıları var.

Charlie Villenueva : Pistons , Cavaliers gibi talipleri var. En çok isteyeni Cavs. Bucks'tan hala ses yok , gelsin teklifler.

Jannero Pargo : Hornets'a dönmesi söz konusu. Önümüzdeki günlerde netleşecek.


Curry kovuldu , yeni aday Laimbeer


Beklenen oldu ve ip , inceldiği yerden koptu.

Detroit Pistons basın açıklamasıyla koç Michael Curry'i kovduklarını duyurdu.

Pistons Genel Menejeri Joe Dumars konuyla ilgili : '' Zor bir karardı. Michael'a bugüne dek organizasyona yaptığı katkıdan ve gayretinden ötürü teşekkür etmek istiyorum. Ancak bir kan değişikliğine ihtiyaç olduğuna kanaat getirdim. '' şeklinde konuştu.

Curry , tek sezon çalıştırdığı Pistons'la 39-43'lük derece elde etmiş ve play-off'un ilk turunda Cavaliers'a süpürülmüştü.

Curry'nin gidişinin ardından kulislerde dolanan fısıltıya göre yeni koç adayı Pistons'un efsane Bad boy'larından Bill Laimbeer. Laimbeer WNBA takımlarından Detroit Shock'tan 16 Haziran tarihinde ayrılmış ve NBA'de bir takım çalıştırmak istediğine dair sinyaller vermişti.

Detroit'te yerel bir haber kaynağı Curry'nin gidişiyle ilgili görüşlerini Laimbeer'a sormuş ve Bill'in tepkisi şöyle olmuş : '' İlk defa sizden duyuyorum ! Gerçekten göndermişler mi yahu ? ''

Her neyse , iyi olmuş. Git gide çöken Pistons , Curry'nin zamanında iyice dibe vurmuş ve bütün sezon '' Son 10 yılın en kötü derecesi '' gibi ithaflara maruz kalmıştı.

Artık bir şeyler yapmanın vaktiydi. Bu bahsi geçen şeylerin de Curry'le olmayacağı aşikardı. Laimbeer'la olur mu orası da muamma gerçi. Bakalım zaman ne gösterecek. 2-3 hafta önce '' Curry hiç bir yere gitmiyor '' deyip bugün onu sepetleyen Dumars neler planlıyor acaba ?

Yıldız kayması


Müzmin sakatları yüzünden bir türlü dikiş tutturamayan Houston Rockets'a Yao Ming'den kötü haber geldi.

Geçtiğimiz sezonun ciddi bir bölümünü sakat olarak geçirip kapatan dev pivotun sağlık durumu ve geriş dönüş tarihiyle ilgili net açıklama hala gelmezken , Yao'nun gelecek sezonun bir kısmını kaçırabileceği , hatta kariyerini noktalamak zorunda kalabilme ihtimalinin olduğu öğrenildi.

Yao fizik avantajının rehavetine kapılanlardan olmayıp mevcut potansiyelinden azami verim alarak yıldız sıfatına kavuşmuş , cümle aleme '' Çin'in milyarlık torpili '' olsa da olmasa da gerçek anlamda tam bir All-Star olduğunu göstermişti.

Umarım o yıldız kaymıyordur.

Slam , June '09


Sevdiğimiz ne varsa bir bir gidiyor elden. Bir önceki post'ta Burhan Altıntop resmi kullanınca içim şöyle bir cızz etti , artık Çarşamba akşamları hissedeceğimiz o muhtemel boşluğu hissettim. Peşine de bu gelince biraz koydu tabi , bir şekilde dile getirmek icab etti.
Efenim gördüğünüz üzere Slam'in bu ayki kapağından bahsediyorum. İçeriği gene pek bir tatlı duruyor ancak biz göremeyeceğiz malesef o içeriği. Orjinal Amerikan'ını alıp okumak da var ama bizimkinin keyfi başkaydı tabi.
6.Adam ve Pivot'u olduğu gibi , Slam'i de özledik.
Memlekette basketbolu okumayı özledik , neyse ki bloglar var.

İstanbul'da denize girilebilecek yerler


Google'da olsun , forumlarda olsun sıkça aranan bir kalıp haline geldi '' İstanbul'da denize girilebilecek yerler '' sözcükleri.

Tatil öncesi ısınma turları atmak isteyen biri olarak bendeniz de bu sözcüklerle bir kaç arama yaptırmış bulundum.

1 hafta önceki kaçamak için Kilyos Demirciköy'deki Dalia Beach'i tavsiye ettiler. Gittik gördük.

Arama boşluğuna bu rutini yazıp '' Search '' butonuna basan dostlara izlenimlerimi aktarayım istedim.

Ulaşımı çok da zor sayılmaz aslında. Zaten gayet güzel bir web sitesi yapmışlar. Sarıyer - Kilyos tarafına saptınız mı bir şekilde buluyorsunuz.


Her neyse , gene de mesafe olarak çok uzak olmasa bile biraz sapa bir yer olduğunu söyleyebilirim. O kadar yolu teptikten sonra da adam başı giriş ücreti olarak 30 TL istenince hayır diyemiyorsunuz tabi. Keza oraya kadar gidip geri dönmek daha pahalıya mal oluyor.


Çok çok deli bir para değil ama ne yalan söyleyeyim öyle bir yer için biraz tuzlu gibi. Gene de ipini koparanın gelememesi açısından bir avantaj teşkil etmiyor da değil tabi.


İçeride geniiiiş bir otopark alanı var. Her ne kadar açıkta ve güneşin alnında da olsa arabanız bir şekilde güvenli bir şekilde park edilebiliyor. ( Köstebek yuvası , kum bataklığı gibi yerlere nazaran oldukça başarılı olması açısından değiniyorum ! )


Arabamızdan indikten sonra plaja doğru yavaş yavaş iniyoruz. Sol tarafımız tesis , sağ tarafımız doğa. Kuşbakışı açıdan çok hoş bir koy görüntüsü veriyor Dalia beach. Güzel bir yere kurulduğu söylenebilir. Neyse , otoparka bitişik , doğal ürünler satan küçük kulübeden sahile doğru yürürken hemen sol tarafınızda kabinler ve duş alanları var. Hemen peşisıra da restoran kısmı başgösteriyor. Bir plaj restoranından daha fazlası var gibi. Pek dikkat etmedim ama çeşitliliğiyle , kalabalık personeliyle , masa sayısınını çokluğuyla sanki plajdan bağımsız normal bir restoran hengamesi var içeride.


Basamakları inip sahile bağlanıyorsunuz. Tezgahınızı ister ahşap standlar üzerine , ister kuma , ister de çime kurabiliyorsunuz. Sol tarafta animasyonlar eğlenceler falan oluyor ama biraz tırt gibi. Nitekim '' 1.5 saat sonra tekrar birlikteyiz '' gibi coşkulu bir mesaj verip ortadan kaybolan animasyon ekibini bir daha gören olmadı :)


Tesisler için kaydettiğim pozitif izlenimleri deniz ve plaj için malesef söyleyemeyeceğim. Deniz herşeyden önce pis , e kilyostan da dupduru bir su beklemiyorduk zaten ama bu kadarı da aklımıza gelmemişti. Daha kötüsü 4-5 metre mesafe gitmeye durun , hemen derinleşiyor. Yani yürüyerek suları yararak belli bir mesafe katetmek yavaş yavaş suya ısınmak falan pek mümkün fantaziler değil. Hemen derinleştiği için , daha doğrusu su yoğunluğu fazla olduğu için haliyle deniz buz gibi.


Biraz açıldığınızda az biraz daha temiz bir alan bulmanız mümkün ama denizin çok da keyifli olduğu söylenemez.


Uzun lafın kısası , tesisler güzel , deniz kötü.


Nitekim ben bir hafta sonra kilometrelere mesafelere bakmadan ( geçtiğimiz haftasonu ) uzun zamandır özlemiş bulunduğum Silivri taraflarına geçtim. Muazzamdı.


Orada da Dalia'daki gibi imkanlar yok. ( E haliyle öyle tuzlu falan da değil :) ) Amma velakin deniz harika. Çarşaf gibi , temiz , derinlik orantısı çok çok iyi ve daha da güzeli çabuk ısınıyor , yormuyor. Gayet keyifliydi , Dalia'da şezlongdan çıkmadık , Silivri'de de denizden çıkmadık desem yeridir herhalde.


Ben biraz daha kilometreme kıyarım diyen Marmara Ereğlisi taraflarına doğru gitsin. ( Silivriden kastım Kınalı tarafıydı )


Yok , ben gözümü iyice kararttım gerekirse 1-2 gece kalırım diyen varsa bassın gaza Saros körfezine gitsin. 10 numara , 10 ! Suyun derinliklerini ve deniz canlılarını görmek için deniz gözlüğüne snorkele falan ihtiyacınız yok. Zaten profesyonel dalgıçların sabit adreslerinden biri olması bir yana tamamıyla sit alanı olan alan yakın denilebilecek bir mesafede misafirlerine eşsiz bir deniz sefası sunuyor. Tek bir çivi çakmanın yasak olduğu sahil şeridinde denizin keyfini çıkarırsanız , bu posta bir yorum bırakmayı da ihmal etmeyin.


Herkese keyifli günler.

27 Haziran 2009 Cumartesi

Florida'dan sızıntılar


Bakın son günlerin en hareketli takımının kulislerinden neler sızıyor ?

- Magic SF mevkiine yaptığı Vince Carter takviyesinin ardından Dwight Howard'ı da kalburüstü bir uzunla desteklemeyi düşünüyor. Adaylar Rasheed Wallace ve Mavericks'te parlayan Brandon Bass. İkisi de çok şukela olur , ha bana sorsanız Bass derim uyum ve disiplin açısından. Sheed'e bu saatten sonra güvenmek pek akıl karı değil Magic gibi kusursuz işleyen bir çark için.

- Carter hamlesinin üstüne bu tip söylentilerin hızla yaygınlaşması , Hidayet'in gelecek sezon takımdan ayrılmasının kesinleşmesi gibi lanse ediliyor. Son 2 sezonda muhteşem bir ikili oluşturduğu Hidayet için takım arkadaşı Rashard Lewis '' Şayet takımdan ayrılırsa Türkiye'ye gider onu bulur kaçırır yeniden Orlando'ya getirebilirim '' demiş , şöyle de devam etmiş : '' Türk'le ilgili gelişmeler ne olacak bilemiyorum , şu aşamada her şey mümkün. Ancak umarım Hidayet'i de kaybetmeden bir kaç iyi oyuncunun aramıza katılmasıyla daha iyi bir takım olur ve gelecek sezon arzuladığımız şampiyonluğa kavuşuruz. ''

- Toronto Sun'ın fantazisine göre de Shawn Marion veteran minimum kontratını bir şampiyonluk kazanmak adına kabul edip yıllığı 1.3 milyondan herhangi bir takımla anlaşacak.Bu takım Magic olur mu diye de değinmişler ve şöyle bir beş çıkarmışlar : Nelson - VC - Lewis - Marion - Howard.

Zor ama imkansız değil.

Yuh !!!



Öncelikle bu post için resim ararken google images'e arama kriteri teşkil edecek sözcük olarak yazdıklarımı sıralasam , herhalde ne anlatmak istediğimi büyük ölçüde sizlere ifade etmiş bulunurum :


'' Rezalet ''

'' TV Rezaleti ''

'' Yuh ''
'' Allah belanızı versin ''

Evet abartmıyorum , espri falan değil ciddi ciddi yazdım bunları. İnanmayana print screen itinayla gönderirim.


Ulan konuşmayayım konuşmayayım diyorum ama bu kadar da olmaz ki.

Şu memlekette TV'ye tam anlamıyla topyekün bir biçimde alet etmediğimiz , rant uğruna .iç etmediğimiz bir tek din ve hatta dinler kalmıştı , onu da yüce yapımcı Seyhan Soylu ( hatırlamayanlar için sisi desem ?) yapıyor sağolsun.


Bir ( ya da 10 da olabilir tam hatırlamıyorum ) ateist yarışmacı olarak programa katılacak , bir budist , bir rahip , bir imam , kısacası her dinin bir din adamı bu uyanığı kendi dinine ikna etmeye çalışacak. İkna olan yarışmacı o dinin merkezine , ( örneğin katolik olursa Roma'ya ) ücretsiz gönderilecek.


Şimdi neresinden başlayayım siz söyleyin. En basidinden ateist bile hangi dine ikna olursa olsun , kendi inandığı şeyden reyting uğruna vazgeçecek ya da vazgeçiyormuş gibi yapacak. Diğer din adamlarının kutsal vecibelerini , üzerlerinde taşıdıkları sorumluluğu anlatmaya dilim varmıyor.


Nedir amaç , oturun düşünün. Bu milletin artık medya bazında her atılan zokayı yutmadığına inanıyor ve hatta ümit ediyorum.


Fazlasıyla karşıyım şu programın yayına sunulmasına , hatta gerekirse bir şekilde zor kullanılarak bunun engellenmesi taraftarıyım ama yayınlanmasında da bir hayır olacağı umudunu taşımıyor da değilim.


Kendi inandığım dinin Allah'ına mübarek günde el açıyor ve dua ediyorum ; bu iş öyle bir yüzlerine gözlerine bulaşsın , insanlara öyle bir rezil olsunlar ki , bunlar gibi kutsal bilinçten yoksun ve hatta kutsal bilince düşman kimselerin tek bir lafına 1 kuruş itimat edilmesin bundan sonra.


Benim olaya yorumum ve yaklaşımım biraz duygusal oldu ; mantıklı bir şeyler arayanlara Engin Ardıç'ın bugünkü yazısını şiddetle tavsiye ediyorum. Bir kez olsun okuyun , 2-3 dakikanızı alır bir şey de kaybetmezsiniz.


Benim değinmeye bile tiksindiğim detaylar var , buyrun buradan :




Ha şöylee ..


Doc Rivers açıkladı : '' Rondo hiç bir yere gitmiyor. ''
Deneyimli coach son dönemde adı takas dedikodularına karışan Rajon Rondo için Rivers, "Bu takımı ve oyuncuları beğeniyorum. Rondo'ya karşı dürüst oldum ve kendisiyle konuştum. Söylentileri önemsememesini ve sadece yeni sezonu düşünmesini istedim. Onun üzerinde çok fazla baskı olduğu gerçek. Benim Rondo ile hiçbir sorunum bulunmuyor" açıklamalarında bulundu.
Ha şöyle yahu ... Nedir yani , bu çocuk vardı takımın PG mevkiisinde Celtics finalde Lakers'ı devirirken. Oyunu kaldırıp kaldırıp şut atan Eddie House kurmuyordu. Ya da Rondo'nun gitmesi durumunda dümende o yere göğe sığmayan Stephon Marbury olmayacak.
Yersiz ve tuhaf gelmişti bana Rondo'nun vitrine konulması. Karşılığı her ne olursa olsun şu aşamada Celtics'ten kopması ona ve Celtics'e kaybettirecek bir hamle olacaktır diye düşünüyorum. Rivers'ın bu açıklaması olaya son noktayı koyar mı bilemiyorum , lakin muazzam bir steal'den daha fazlasıdır benim gözümde Rondo. Bu açıklamaya kendisi ve Celtics adına sevindim.

26 Haziran 2009 Cuma

Vince , Emir , Ricky , Draft , vs. vs.




İşte ben Viyana semalarında görev aşkıyla süzülürken bir gecede NBA'de olup bitenler :)
Vince Carter Magic'de !

Çok çok vurucu bir hamle oldu bence. VC'den bu yaştan sonra çok şey beklemiyor olabilirsiniz ama hedefleri olan bir takımda gerçek kimliğine bürünüp şovuna kaldığı yerden devam edebilir. Magic bence çok akıllıca bir hamle gerçekleştirdi. Carter'ın Nets'te ömrü zaten bitmişti. Bundan ziyade Cavaliers'ın Lebron - Shaq ikilisine , Celtics'in Pierce - Garnett ikilisine Doğu'da kafa tutabilmek adına Carter - Howard ikilisi oldukça ürkütücü gözüküyor.


Magic VC için Nets'e Courtney Lee - Tony Battie ve Rafer Alston'u gönderdi. Alston olayı biraz kafamı kurcalasa da Jameer Nelson gerçeğini hatırladıktan sonra içimdeki o kurt öldü.


Kafamda şimdi başka bir kurt var. Bildiğiniz üzere Hidayet Magic'de 15 numara giyiyor. VC de kariyeri boyunca bu numarayla forma terletti. İki soru kurcalıyor kafamı :)


1) Hidayet kalırsa 15'i kim giyecek ?

2) Aslında bu tam anlamıyla bir soru değil , Hidayet gittikten sonra kim ne giyerse giysin zaten. Burada vurucu nokta Hidayet gidiyor mu kalıyor mu konusu. Onu vurgulamak adına ikinci bir madde uyduruyorum müsadelerinizle.


Şaka bir yana , bu hamleden sonra Magic'in Hidayet için lüks vergisi ödeme olayı falan iptal olur gibi. Daha açık bir ifadeyle Hedo'yu gelecek sezon farklı bir takımda izleyeceğiz gibi gözüküyor.


Hidayet kalsa da gitse de Nelson-VC-Lewis-Howard muazzam bir dörtlü olur.


Crawford takası netleşti

Bir önceki makalemizde bildirdiğimiz Crawford takası resmi nitelik kazandı.


Rubio Wolves'a yar oldu

Uzun yıllar yeteneğiyle ve genç yaşta elde ettiği başarılarla adından söz ettiren İspanyol oyun kurucu Ricky Rubio NBA Draft'inde 5.inci sıradan Minnesota Timberwolves tarafından seçilerek NBA'e adımını attı. Bonservis sorunu hala akılları karıştırsa da 1990 doğumlu Rubio NBA için oldukça kararlı olduğunu ifade etti.


Emir NBA yolcusu

Ülkemizde Fenerbahçe Ülker forması giyen Boşnak asıllı Sloven oyuncu Emir Preldzic NBA Draft'inde ikinci tur 57.sırada Phoenix Suns tarafından seçildi. Lakin bu seçim Ömer'in Bulls tarafından ya da Semih'in Celtics tarafından seçilmesinden ötede bir fark teşkil etmiyor. Keza Emir Avrupa'da kalmaya ve burada kendini tamamıyle ıspat etmeden NBA'e gitmemeye kararlı. Buradan kocaman tebrikler Emir'e.


NBA Draft'ı tam liste

Buraya yapıştırmayacağım keza çok biçimsiz gözüküyor. TBF görevlileri tarafından hazırlanan basketbolseverler.com gayet güzel listelemiş. Buyrun link : http://www.basketbolseverler.com/tbfweb/basketbolseverler/basketbols.nsf/($$Lookup_BSV1_Tum_Haberler_View)/65AC5F0B87D2D349C22575E10022D19C?OpenDocument

25 Haziran 2009 Perşembe

Takas gündemi - 25 Haziran 2009


Suns menejeri Steve Kerr uzun süredir düşündüğü şeyi gerçekleştirdi ve Shaquille O'Neal'ı Ben Wallace , Sasha Pavlovic ve bir adet ikinci tur 46.sıra Draft hakkı karşılığında Cleveland Cavaliers'a gönderdi.


Bu arada kesinleşmemekle beraber Jamal Crawford'un da Speedy Claxton ve Acie Law karşılığında Hawks'a gönderildiği duyurulmuş.

24 Haziran 2009 Çarşamba

Miller ve Foye Wizards'ta


İnce hesaplar tüm hızıyla devam ediyor.

Washington Wizards , Mike Miller ve Randy Foye'u kadrosuna katarken Etan Thomas , Oleksiy Pecherov ve Darius Songaila'yı bu ikili karşılığında Minnesota T-Wolves'a gönderdi.

Gece gece detaya pek girmeyeceğim ancak Wolves bu gelişmenin ardından bu seneki Draft'ta 5.ve 6.sıradan peşpeşe seçim yapma hakkı elde etti.

Açıkçası bu yılki Draft'ten pek beklentim yok. Wizards adına sevindim. Özellikle Foye çok şukela olmuş.

Richard Jefferson


San Antonio Spurs'e hayırlı uğurlu olsun.

Bu adamın bedeli Spurs'e Kurt Thomas , Bruce Bowen ve Fabricio Oberto kadar oldu.

Bu arada Fabricio Oberto da Amir Johnson karşılığında Pistons'a gitti.

Yaz hızlı başladı , bakalım daha neler göreceğiz.

23 Haziran 2009 Salı

Doğu'da ince hesaplar



Doğu'nun iki devi ( Pistons'a artık ne kadar dev denecekse ... ) önemli bir takas görüşmesiyle gündemde.

Celtics'in Ray Allen ve Rajon Rondo karşılığında Pistons'tan Richard Hamilton - Rodney Stuckey - Tayshaun Prince üçlüsünü almak istediği yazılıp çiziliyor.

Benim bildiğim Celtics Rondo'dan , Pistons da Prince ve özellikle Stuckey'den kolay kolay vazgeçmez. Gene de 2010 öncesi her şey normal karşılanmalı , olur mu olur.
Pistons'un yeniden yapılanmaya ve taze kana ihtiyaç duyduğu , son sezonun ardından aşikar. Bugün bir çok otorite Pistons için aynı kanıyı dile getiriyor ; '' Takımın artık başarıya aç , ateşleyici genç isimlere ihtiyacı var. Mevcut efsane kadro eskisi kadar istekli değil.''
Aynı görüşü nispeten paylaşıyorum. O efsane Pistons büyüsü bozulmuş gibi. Billups'ın gidişi ( ve dolayısıyla Iverson'un gelişiyle ) iyice kulvar dışına çıkan takım hala toparlanabilmiş değil. Takım yine güçlü ama bu gücün kontrolü yok , önceki kadroda her oyuncu belli bir disiplin çerçevesinde üzerine düşen göervi yapar , fazlasına kafa tutmaya cüret etmezdi.
Iverson'un olduğu bir takımda kurduğum bu son cümlenin gerçekleşmesi imkansız.
Billups'lı bir takımın da ne denli şaha kalkabileceği , ne denli bu disipline bürünebileceği Nuggets'in bu sezon yaptıklarına bakılarak görülebilir !
Geçen sene Nuggets'i yerden yere vururdu tüm NBA medyası. Vurulmayı da hak ediyorlardı doğrusu. Bu sezon gösterdikleri gelişim , benim NBA tarihinde gördüğüm en büyük sükselerden biriydi. Bunu Iverson'u sepetleyerek başardıkları kadar Billups'ı alarak da başardılar. Bence en az Lakers'ın Gasol'ü Grizzlies'den çalması kadar kıymetli bir hamleydi.
Her neyse , Pistons'un genç ve yetenekli bir kadro kurmaya ve yeniden o ateşleyici Pistons atmosferiyle zirveye kafa tutmaya niyeti var , doğru olan da bu. Rondo ve Allen akıllıca bir hamle olabilir , her ne kadar Allen emekliliğe göz kırpsa da Rondo artık kendini fazlasıyla ıspat etmiş durumda bir oyun kurucu olarak Pistons'a çok şey katabilir.
Ancak bunun bedeli Tayshaun + Rip + Stuckey olmamalı. Bence Pistons Stuckey'den ve Prince'den vazgeçmemeli.

22 Haziran 2009 Pazartesi

Geri geldim


Yeter bu kadar ara gayri.

Biz gittik gideli çok şey oldu , çok şey yazmak icab etti ancak daha vahim ve mühim sorumluluklarımız vardı. Uzak kalsak da ucundan ucundan tuttuk basketbolun , kopmadık. Her zaman olduğu gibi ...

Yeni sezon için güzel planlar var. Şimdilik doğmamış çocuğa don biçercesine paylaşmak istemiyorum ancak dediğim gibi güzel planlar var. Bakalım bakalım , Allah utandırmasın.

Geri döndüm vesselam. Blogumda NBA başta olmak üzere bilimum basketbol mevzularına devam etmekle beraber serbest telden de çaldığımız olacak.

Hep birlikte en güzel olanı paylaşmak dileğiyle.